-22- Britanya Yolu



 Tek kelimeyle harika bir kitaptı. Bir türlü elimden bırakamadım. İki kitap birbirinden farklı olsa da okurken aklıma sık sık Kış Bahçesi geldi. Ayrıca bu kitap keşke bitmeseydi dediğim nadir kitaplardan biriydi.

 Janusz, II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla ardından karısını ve oğlunu bırakarak savaşmaya gider.Aradan altı yıl geçtikten sonra Janusz karısı Silvana ve oğlu Aurek'i İngiltere'ye  çağırır. Bunun üzerine Silvana oğlunu da yanına alarak bir gemiye biner ve İngiltere'ye giderler. Silvana'nın tek isteği oğlunun bir babayla büyümesidir. Ama bir çatı altında olmaları zor olacaktır çünkü artık ikisi de aynı insanlar değillerdir. 

  İlk başta sadece savaş sonrasını anlatacağını zannedip üzülmüştüm .Sandığım gibi çıkmadı. Ara ara karakterlerin savaşta yaşadıklarının anlatılması çok hoşuma gitti .Savaş zamanındaki kesitleri okudukça  meraklandım. Sadece olay örgüsüne dikkat ederek okunursa akıcı bir kitap olduğu düşünülebilir ama karakterlerin psikolojik durumlarına dikkat ederek okursanız kitap bambaşka bir boyut kazanıyor.

 Amanda Hodgkinson ihaneti, anne sevgisini, aşkı ve bağlılığı çok güzel bir şekilde harmanlayıp  önümüze sunuyor. Aradan onca zaman geçmesine rağmen bir araya gelip bir aile kurmaya çalışmaları çok güzeldi. Ama ne Janusz ne de Silvana birbirlerine karşı dürüst değildi. Savaşta yaşadıklarını birbirlerinden gizlemeleri aralarında bir uçurum oluşturuyordu.

Kitabı bitirdikten sonra içimi bir hüzün kapladı.Zaten kitabın sonlarına doğru dokunsalar ağlayacak hale geldim. Olayları sanki Silvana ve Janusz ile birlikte yaşıyormuş gibi hissettim. Bol dram yüklü kitabı gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Özellikle Kış Bahçesi'ni sevenler bu kitaba bayılacaklar.

Tanıtım Videosu:




PUANIM:

Hiç yorum yok: