Ne ara yarısına geldim anlayamadım. Çok hüzünlüyüm. Niye bu kadar çabuk bitiyor ki :( 

 Kedicik Türkiye facebook sayfasında ara ara alıntılar paylaşacağım. Kedicik Türkiye'de paylaşacağım alıntıları takip etmek için TIKTIK.



 Kitabı okumaya başladığımda Kara Serisine çok benzettiğimi söylemiştim. Ama bu benzerlik insanı rahatsız eden biri diğerinin çakması olan benzerlik değil. İki serininde tadı ayrı.

  Bu kitabı okumadan önce atlantis ile ilgili bir belgesel izlemişim. Kitabı bitirdiğimde terimler sözlüğünün arkaya konulduğunu fark ettim. Allah aşkına terimler sözlüğünün kitabın arkasında olduğunu nereden bilelim. Terimler sözlüğünü  kitabın başına koyacaksınız ki bilmediğimiz bir kelime olduğunda açıklamasının önde olduğunu bileceğiz.

 Konusu hakkında pek bir açıklamaya girmek istemiyorum. Kara serisinin içinde vampir yerine Atlantisli savaşçıların olduğunu düşünün. Bu arada kapaktaki adama da sinir oldum. Hiç kitaptaki adama uymuyor. Adamın kasları resmen "Ben spor salonunda yapıldım." diye bağırıyor.

 Kitabı beğensem de Martı yayınları bu kitapla  benden büyük bir eksi aldı. 

PUANIM:


Aslında daha önce E postama mesaj olarak neokur.com hakkında bir mesaj gelmişti. Tabi benim unutkanlığım sağolsun geçenlerde facebookta tanıtımını görene kadar unutmuşum. Kitapla ilgili birşey olunca üye olmamak olmaz değil mi :)

 Bu site benim için çok iyi oldu.Çünkü ne vikitapı  ne de goodreadsı tam anlamıyla sevemedim. Goodreads aslında çok iyi ama okuduğum bazı kitapları bulamayınca moralim bozuluyor. Vikitap ise şifremi hatırla bölümünü işaretlememe rağmen her seferinde şifremi yazmak zorunda bırakıyor. Sırf bunun yüzünden siteye sinir oldum.

 Ne okur beni tasarımıyla kendisine aşık bırakmayı başardı. 



 Kitaba puan verilen ve yorum bırakılan konuşma balonları çok şirin görünüyor.   

Aslında sarı olan yerde bugün Türk bayrağı var. Üzerine gidince bu yazı çıkıyor. 


İşte bu da benim profilim. Daha kitap yorumlamadım ama bugün Atlantisin Yükselişini hem blogumda hemde ne okurda yorumlayacağım. Birde sol köşede bulunan eksik kitap bildir ve önerileriniz kısmı çok hoş bir ayrıntı olmuş. Vikitapta olmayan kitapları nereye bildireceğimi hiç çözememiştim. Benim gibi teknoloji özürlüleri için harika düşünülmüş  bir şey :D  

 Beni ne okurda eklemek için tıklayın.

 Herkesin  30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!




 SONUNDA ATEŞ LANETİNİ ALABİLDİM !

 Şu anda benden mutlusu yok :D Videoda Acızık da Artemise sitem etmişim :P

 Siz okudunuz mu  ? Okumadıysanız okumayı düşünüyor musunuz ?




 Taaa bayramda okumuştum. Yorumlamayı unutmuşum =D Aslında sizinle en çok paylaşmak istediğim kitaptı. Nasıl oldu da unuttum anlamıyorum.

 Aslında uzun süre okumakla okumamak arasında kaldığım bir kitaptı. Çünkü çocuk kitabı olarak geçiyordu. en sonunda merakıma yenik düşünüp aldım. Buna nasıl çocuk kitabı demişler anlamıyorum.

 Buradan annelere sesleniyorum. Çocuğunuzun psikolojisini bozacak bir çocuk kitabı istiyorsanız Dedektif Kurukafayı okutun.

  Yetişkin kitabı demiyorum ama KESİLİKLE ÇOCUK KİTABI DEĞİL. 

Her bölümün başında
Dedektif Kurukafayı görüyoruz.

 Bütün çekincelerimle kitabı elime aldım ve daha ilk sayfasında kedimi kaptırdım. Öyle harika bir giriş yapmış ki o giriş bölümüyle onlarca senaryo üretilebilir.  

   Kitabı çok beğendim ama beğenmeseydim bile sırf Dedektif Kurukafa için bile devam ederdim. Çok matrak bir karakter.

 Tabi seriye devam edecek olmamın tek sebebi bu değil. Baş karakteri Stephanie yaşına göre çok zeki ve akıllı bir karakter( 12 yaşında olması lazım). 

 Tam senaryolaştırılacak bir kitap. Eğer düzgün bir şekilde çekilirse yapılırsa bomba gibi bir film olursa. Normalde kitapların beyazperdeye aktarılmasına karşı olan biriyim ama bu kitabın filminin çekilmesini çok isterdim.

Karton kapağın iç tarafı turuncu.
Eğer yazım doktor yazısına
benzemesey birşeyler yazardım :D
  Genç yetişkin kitapları sevenlerin sevebileceğini düşünüyorum. Ben genç yetişkin kitapları sevmeme rağmen  Dedektif Kurukafayı sevdiysem herkes sevebilir :D

Serinin diğer kitap kapakları HARİKA! Ayrıca ilk defa bir Artemis kapağını beğendim :D

 Serinin diğer kitaplarını kesinlikle alacağım. 

PUANIM:



 Bir oturuşta 84. sayfaya geldim. Çok akıcı. Bana Kara Serisini hatırlattı. İlk görüşte vurulma olayı falan. Bakalım ilerledikçe düşüncelerim değişecek mi ?

  Siz şu anda hangi kitapları okuyorsunuz ?

 Atlantis'in Yükselişi'ni okuduysanız kitap hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ?




1) Kaç tane arkadaşın var?
a) Yüzlerce. Kevin Bacon’dan daha popüler birisiyim. 
b) Birkaç tane. Sadece birkaç tane yakın arkadaşımın olmasından hoşlanıyorum.
c) Sıfır. Kevin Bacon’u sevmeyen birisinden daha az popülerim.

2) Hangi arabayı kullanıyorsun?
a) A BMW 6 serisi. 6 silindirli 650i motora sahip.
b) Kırmızı bir tane.
c) Bir arabaya sahip değilim.

3) Şu an ki mesleğin ne?
a) Süper başarılı, gözü yükseklerde olan bir şehir işçisiyim.
b) Hayvanat bahçesinde çalışıyorum.
c) Benim bir işe sahip olmadığının gerçeğini bilebildiğin bir gerekçeden dolayı bu soruyu cevaplamayı reddediyorum.

4) Neden Zaman Temsilcisi olmayı istedin?
a) Ünlü olabilmek ve seksi Zaman Temsilcileri partilerinde diğer seksi Zaman Temsilcileri ile daha fazla seks yapabilmek için.
b) Zaman Temsilcisi ne demek?
c) Aslında bir zaman Temsilcisi olmak istemedim.

5) Zaman Temsilcisi olmak için maaş alamayacağınızı söylesek, bu sizin için ne kadar caydırıcı veya şevk kırıcı olur?
a) Hıı… Pardon?!
b) Muhtemelen şevk kırıcı
c) Hııımm, her neyse ben bu işi istemiyorum zaten.

6) Dünyanın inşasının varoluşunu yok edecek bir dünyanın sonu paradoksu tehdidi içerindeki bir durumda, ne yapardın?
a) Birisi ile sevişirdim.
b) Çalılıkların arkasına saklanırdım.
c) Belki dener ve olayı durdurmaya çalışırdım?

7) Hiç Ben Sherman tişörtüne sahip oldun mu?
a) Şu an bir tanesini giyiyorum.
b) Evet?
c) Bir ne?

 Eğer şimdiye kadar yaşamış dünyadaki en önemsiz insan olduğunu öğrenseydin, tepkin ne olurdu?
a) Bunun bir çeşit hata olduğunu söylerdim. Bildiğin üzere ofiste büyük bir anlaşma sayılıyorum.
b) Bunu sıkıntı etmem. Arkadaşlarıma ve aileme sahibime ve bu da her şeye bedel.
c) Lütfen bana bilmediğim bir şey söyle.

9) Hangi çeşit çay içersin?
a) Long Island soğuk çayı, uzun bir golf maçından sonra barda bankacı ahbaplarımla içerim.
b) Bitki çayı, kurutulmuş biberiye, geri dönüştürülmüş CD ve ince dallarla hazırlanmış bir fincanın içerisinde.
c) Bu bir çeşit çaydan daha fazlası olduğu anlamına mı geliyor?

10) Hayattan başka ne istiyorsun?
a) Ün, daha fazla seks, muhteşem bir sağlık ve daha fazla seks.
b) Sadece çevremde iyi arkadaşlarımın ve ailemin olduğu güzel bir yaşam istiyorum.
c) Hiçbir fikrim yok. Anti-protestocuların mitingde protestocu olmak konusunda ne yapacağım hakkında daha da bir kafam karışmış durumda.

Hangisi sensin?
Çoğunlukla a ise: Özür dileriz ama bu iş sana göre değil. Paternoster alanında ki Corney & Barrow’a geri dön ve bir başka martini sipariş et.
Çoğunlukla b ise: Sen iyi, hayata karşı iyi bir tutum içerisinde olan bir insana ve iyi bir ahlaki değere sahip birisine benziyorsun. Bu iş ne yazık ki sana uygun değil.
Çoğunlukla c ise: İşe alındın! Şimdi, eğer biz geleceğe gitmeni söylersek, nasıl bir tepki verirsin?




a Rafflecopter giveaway

 ÇABUK YAZ KIERA ÇABUK! Böyle sonlar yazıp okuyucuyu aylarca bekletmek çok acımasızca. Kiera da gıcık sonlarla okuyucuyu delirtmek isteyen yazarlardan. Bunu da çok güzel başarıyor.

 Bu kitapta saraydaki durum daha da gergin bir hal aldı. Çünkü  kalan kız sayısı 6 olunca durum daha da ciddi oldu. Celeste daha da sürtük davranmaya başladı ve America daha da kararsız oldu. Kitap boyunca America'nın " Ay ben prenses olamam! Kimse benden daha iyi prenses olamaz" ikilemini okuduk. Çok sinirimi bozdu çok! Ben America'yı ayağı yere basen, ne istediğini bilen bir karakter olarak görmek isterdim. 

 Tabi kitapta asıl sinirimi bozan kişi Maxon oldu.  America'yı seviyorum diyor. gidiyor kıyıda köşede diğerlerini yiyor! Oh ne güzel. Prens değil mi işte şımarık velet!

 Celeste her zamanki gibi gıcıktı. Gitse de kurtulsak ya :D

 Ve sonunda seride gerçek bir kötü karakter oldu! Çok mutlu oldum desem tuhaf olur değil mi :D Ama çok mutlu oldum. Çünkü bu kötü karakterimizle serinin diğer kitapları daha da heyecanlı olacak :D

 Sanki sabahtan beri Spoiler vermiyormuşum gibi şimdi koca bir SPOİLER yazısı koyup kitabın sonu hakkındaki düşüncelerimi söyleyeceğim. (Adet yerini bulsun.)

SPOİLER!!!

 America'ya çok sinir oldum. Neyi zorluyorsun! Git Aspen ile evlen iki olarak mutlu mesut olarak yaşa! Yok tabi rahata alıştın. Yediğin önünde yemediğin arkanda tek düşünmen gerekenler de entrikalar. Kal bakalım America sarayda. Git yemek yeyip kıçını büyüt!

SPOİLER BİTTİ! (Sanırım)

 Bence ilk kitap olan Beni Seç daha güzeldi. Maxon çok tatlı America ne yapmak istediğini biliyordu. Bakalım üçüncü kitapta neler olacak ?

 PUANIM:





 Zamanda yolculuk olayı hiçbir zaman ilgimi çeken bir konu olmamıştı. Hatta oldukça saçma buluyorum. Haliyle bu kitaba karşı biraz ilgisizdim. Kitabı okuduktan sonra Fikrimin değişeceğini de düşünmüyordum zaten ama bu kitap beni İyice soğuttu.

 Konusunu beğenmediğim için diğer şeylere bakacağım. Öncelikle baş karakterimiz çok sinirimi bozdu .Her ne kadar kitabımızın konusu gereği pasif olması gerekse de ben böyle alışık değilim. Karakter dediğin biraz kendini belli etmeli. 

 Hadi zamanda yolculukla ilgili kitap yaptın. Buna bir şey demiyorum. Sonuçta sevenler çok. Ama her zamanda yolculukla ilgili kitaplarda uzaylılar olmak zorunda mı! Ha aklımdayken uzaylılarla ilgili kitaplardan da nefret ederim -_-

 Yukarıda baş karakterimizi sevmediğimi söyledim. Bari kitapta birini sevseydim. Hepsi ayrı yapay. Kitabı okurken sanki yüzüme yüzüme ' Ben kurmacayım!' diye bağırıyor gibi hissettim. Benim gibi karakterlere çok önem veren birinin nasıl hayal kırıklığına uğradığınızı anlıyorsunuzdur :(

 Maalesef benden geçer bir not alamadı bu kitap. Belki başka biri okuduğunda çok beğenebilir ama benim için hayal kırıklığıydı. Kitaba 2 puan vermemin tek sebebi ise sonunun güzel olmasıydı.

PUANIM:

Kitap hakkında daha fazla bilgi alıp birçok etkinliğe katılmak için tur takvimimize göz atmayı unutmayın :)




 Siz başlıktaki okumaya başladım yazısına bakmayın.Bu aslında 'kitabı elime aldım ama okumaya kıyamıyorum' yazısı olacak. Tabi bu duruma düşmeme sebep olan kişi Fatma! Her fırsatta çok pis bir yerde bitiyor. Nasıl bekleyeceğiz diye gözümü korkuttu. şimdi okumaya korkuyoruz. Zaten elime aldığımda en fazla iki gün dayanır. İlk kitap Beni Seç hemen bitmişti.

 Bu arada son zamanlarda farkında olmadan okuduğum kitabın kapağına uygun oje sürüyorum. Durumumun ciddiyetini anlayın artık a okuyucular :D



 Mutluluğun Öteki Yüzü bitti, beni de bitirdi. Sinirlerim laçka oldu. Bir kitabı okurken bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyorum. Oldum o lası velayet davasıyla alakalı filmleri falan izlerken çok gerilirim ve kendimi kaptırırım. Kitabımızda da velayet davasının olması yine kendimi fazla kaptırmama sebep oldu.
  
 Ella sevdiği kocası ölünce iki üvey evladı ile başbaşa kalıyor.  Ve kocasının cenazesine üvey çocuklarının annesi gelince hayatı altüst oluyor. Tabi Ella üvey çocuklarını bir öz annenin çocuklarını sevdiği gibi seviyor. Birde çocukların öz annesi Paige yıllar sonra gelip yüzsüz yüzsüz çocuklar benim deyip velayet davası açıyor. 

 Ay Paige o kadar sinirimi bozdu ki ! Çocukları çaktırmadan Ella'dan soğutmaya çalışması yok mu ! Ella gerçekten iyi dayandı. Çok güçlü bir karakterdi .Ben olsam o Paige cadısına ne yapardım bilmiyorum.

 Gerçi kitabın sonunda Paige hakkında bir şeyler öğrenince davranışlarının sebebini anlıyorsunuz ama cık ben yine de gıcık aldım bir kere. Sevmediğim karakterler listesinde yerini aldın Paige!



 Kitapta beni tek rahatsız eden şey sadece bu velayet konusunun üzerinde durulmamasıydı. Yazar birçok konuyu bir arada başarılı bir şekilde işlemiş. ama ben şimdi velayet davasına kendimi fazla kaptırdığım için o bölümlerde biraz sabırsızlandım. Eğer bu konuda kendimi fazla kaptırmasaydım o bölümlere de bayılırlardım :D

Not: Arkadya kapaklarını beğendiği her zaman söylüyorum ama bu kapağa bir ayrı bayıldım. Ben çok sevdiğim iki renk- mavi, mor- kullanılmış ve kapak kitabın içeriğine çok güzel uymuş :)

PUANIM:




 Sonunda "İyisiyle ve Kötüsüyle DEX" videosu yapabildim :D Sizin DEX hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? DEX'in çıkardığı en sevdiğiniz kitap hangisi ?



  Tatlı Belayı beraber okumak için Kitap Sayfaları blogunun sahibi olan Fatma ile sözleşmiştik. Meğer Tatlı Belayı Yorum Durağım ve Rüya Kitaplık'da okuyormuş. Eh madem beraber okuyoruz o zaman beraber yorumlayalım dedik Ve böylece ortaya "Okuma Günü" çıktı :)

 Tatlı belaya gelecek olursak baştan uyarayım.Yorum yapmaya çalışacağım ama yorum yerine Travis'e olan sevgimi görmenizde olası :D

 Tatlı Bela bu güne kadar okuduğum en güzel günümüz aşk kitaplarından biri. Bir bir aşk kitabında aradığım her şey vardı. Aşk, kıskançlık, kavga, heyecan, dostluk... Tabi kitabımızın afet oğlanında da aradığım tüm özellikler vardı. Karizma desen bir ülkeye yetecek kadar var. Kıskançlık konusunda bezen ipin ucunu kaçırsa da Travis'e o bile yakışıyor. Mükemmel dövüşüyor (ki o dövüşçü). E birde dövmeleri olunca yeme de yanında yat.

 Tabi her kitapta olduğu gibi bu oğlanımız Travis etrafında kendisi için çıldıran onca kıza değil de kendisinden uzak durmak isteyen( ya da istemeyen) kızımız Abby'e abayı yakıyor. Abby yer yer kararsızlıklarıyla sinirimi bozsa da çok sevdiğim bir karakter oldu.

 Travis'in kuzeniyle çıkan Abby'nin en yakın arkadaşı America, Abby ile Travis'in dövüşüne gidiyorlar. Rakibinin ağzını burnunu dağıtan Travis, sahneden sıçrayan kanla üstü başı kan olan Abby'yi görür ve ona vurulur. Yalnız ortada şöyle bir durum vardır Travis'in hatatı Abby'nin tam da uzak durmak isteyeceği bir hayattır.

 Abby'ye sesleniyorum: Ulan deli! Bulmuşsun Travis gibi taş adamı daha ne mırın gırın ediyorsun! Tüm kitap boyunca zavallı oğlanı mee'lettin.

 Travis'e sesleniyorum:Seni övmüş olabilirim ama senin yaptığın bir kaç pisliği de unutmuş değişim. Ona göre!

 Aşk kitabı seviyorsanız - Travis gibi erkekleri sevmeniz bile yeter- bu kitabı okuyun.


PUANIM:




 Kapağın güzelliğine bakar mısınız^.^ En sevdiğim iki renk olan mavi ve mor kullanılmış. Bugün hastanede bir iki sayfa okudum. O yüzden tam olarak konusunu anlayamadım. Bu yazıyı yazdıktan sonra gidip okuyacağım :)

 Siz Arkadya kapakları hakkında ne düşünüyorsunuz ?


 Bu kitabı okumayı sürekli erteledim. Çünkü beğenmeyeceğimi düşünüyordum. Malum Türk yazarlar konusunda pek ön yargılıyım. Beklentilerimin kat kat üstünde çıkan bir kitap oldu.

 5 yaşında dedektif yazısını okuyunca bu nasıl kitap ya dedim. Çünkü saçma gelmişti. Okurken bu düşüncem değişti. her şey o kadar akla yakın bir şekilde kurgulanmış ki okurken hiçbir şey abartı gelmedi. Kurgusu, anlatım şekli mükemmeldi. Sonunda ise ağzım açık kaldı. Hiç böyle bir son beklemiyordum. 

 Kitabın en beğendiğim özelliği aslında ilk başlarda kitabı erken okumamı önleyen 5 yaşındaki dahi Alper Kamu oldu. Apler'in  bilmiş halleri beni öldürdü :D

 Yazarın başka kitapları varmış. Onları da almayı düşünüyorum. 


PUANIM:



 Facebook sayfasındaki bir yarışmada bu kitabı gördüm ve kapağının güzelliğine dayanamayıp hemen katıldım. Tabi ki çekilişi kazanamadım. Bende içimde kalmasın bari alayım dedim.Kapağının güzelliğine bakıp da aldığım kitaplar içerisinde beni hayal kırıklığına uğratmayan nadir kitaplardan oldu.

 Abisinin askerlik arkadaşı ve aynı zamanda kendi patronu olan adama aşık (!) olan Elle bu iş böyle olmayacak ben  gece gizlice sevdiceğimin yatağına gireyim, reddedilirsem daha kolay hazmederim düşüncesiyle seksi iç çamaşırlarını üzerine geçirip platonik aşkının yatak odasına girer. DUR!(Bu uyarı kendime ) En önemli yerini size anlatmayacağım ki okursanız en güzel yerini benden öğrenmeyin :D

 Yanlış Yatak genel olarak eğlenceli bir aşk kitabıydı ama fazla bir şey beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Tabi bu kötü bir kitap demek olmuyor. Eğer bir aşk filmi izlemek istiyorsanız film izlemek yerine bu kitabı da okuyabilirsiniz :) Zaten çok çabuk bitiyor.

 Not: Dövmeli erkekler candır.
PUANIM:
veya
Karar veremedim :)

 Aylarca bekledim. Neden bu kadar çabuk bitti ki :( Şimdi son kitabını kaç ay bekleyeceğim allah bilir. Harbi şaka maka en sevdiğim serilerden biri bitiyor. Çok hüzünlendim şimdi :(

 Bu kitap diğerlerine göre daha aşk doluydu. Yazar Marc- Jace-Faythe arasındaki aşk üçgenini gözümüze gözümüze soktu. Faythe'yi mal gibi bir Jace bir Marc dedi durdu. E o da haklı. İki tane harika erkek arasında kalmak zor olmalı. Ne ballısın be Faythe !

 Bu kitapta beni ağlatmadığı için sevgili yazarımıza çok teşekkür ediyorum. Yoksa ben yazarımızın sadist olduğunu düşünmeye başlayacaktım. Rachel okuyucuların hep acı çekip ağlamasını istiyor gibi görünüyor çünkü. 

 4. kitapta olan bazı olaylar yüzünden kitap pek buruk başladı. (Yazarın 4. kitapta yaptığı ihanete hala inanasım gelmiyor.) Sonrası bol sinir krizi. Okurken kendimi o kadar çok kaptırdım ki kitabı bitirene kadar sürekli " Ya yürü git başımdan zaten dertliyim." gibi sözler söyledim.

 kitap bittiğinde o kadar çok karmaşa vardı ki yazar nasıl bütün olayları bir çözüme kavuşturup seriyi bitirdi diye merak ediyorum. Umarım bu seri bittiğinde Pegasus yazarım diğer kitaplarını da çıkarır.

PUANIM:


 Köye giderken orada bol bol sıkılacağımı bildiğim için giderken yanıma okuyacağım dört kitabı aldım. Bunlardan alttaki üç kitap okundu. Dedektif Kurukafa ise akşama biter. Yakıda yorumlarım blogda olacak :) 


 Bayrama girmeden önce bir video çekeyim dedim. Çünkü bayram bitimine kadar -maalesef- köyde olacağım için blogumla ilgilenemeyeceğim. Video diğer videolarıma göre kötü olabilir. Çünkü oruç oruç anca bu kadar konuşabildim :D 

 Okurken sizi bol bol güldüren kitapların adını benimle paylaşırsanız sevinirim :)



  D&R'a Ateş Laneti'ni almaya gittim. Maalesef D&'a gelmediği için bende hazır annemi kitap almaya ikna etmişken indirimde olan Tatlı Bela'yı alabildim. Çok mutluyum.Sonunda ballandıra ballandıra anlatılan kitabı okuyabileceğim =D

 Siz Tatlı Bela'yı okudunuz mu? Kitap hakkında ne düşünüyorsunuz ?