Gerilim kitabı dediğin böyle bir kapağa sahip olmalı! Daha birkaç sayfa okuduğum için konusunu tam olarak anlayamadım. Umarım güzel çıkar :)



 Bu kitap Kristin Hannah'ın diğer kitapları gibi beni ağlatmasa da çok sarsan bir kitap oldu. sinirlendim, üzüldüm, duygu seline boğuldum. Gece Yolunu okurken bu yazarsa diğerleri ne demekten de kendimi alamadım. Kristin Hannah yazdığı her kelimeyi okuyucuya hissettirmeyi başarıyor.

 Kitap ağırlıklı olarak birbirinden oldukça farklı hayatların bir araya gelmesiyle olan olayları ve annelik duygusunu işliyor. Aşırı korumacı anneliğin üzerinde çok güzel durulmuş. Kitabı okudukça annelerimizin bize abartı gelen davranışlarının altında ne gibi duygular yattığını öğrenebiliyoruz.

 Gece Yolunda kötü diyebileceğim veya nefret edebileceğim bir karakter yoktu. Bazen sinirlensem de karakterlerin davranışlarını anlayabiliyor ve onlara hak veriyordum.

 Kristin Hannah'ın kitaplarını okumaya başlamayanlar çok şey  kaybediyorlar. Yazar hangi konuyu ele alırsa alsın ustalıkla işleyerek konunun hakkını vermeyi başarıyor ve biz okuyuculara mükemmel bir okuma keyfi sunuyor.

PUANIM:

Kitabı Okurken Dinlediğim Müzik:







 Sınava bir gün gibi bir süre kala stres yapmayan ben stresten kafayı yemek üzereyim. Ya olmazsa falan kafamda birçok sinir bozucu şeyler var. Haliyle kafamı dağıtmak istiyorum. Bunun içinde Kristin Hannah iyi bir tercih gibi gözüktü.

 Bu kitaptan çok umutluyum. Çünkü yazar Kristin Hannah sonuçta!

 Bu arada kapağa bayıldım. Benim gibi mavi hastası herkesin de seveceğini düşünüyorum. Umarım içi de kapağı kadar güzel çıkar :)



"Bu kitap şahsıma münhasırdır,
Yani umduğunuz kitap olmayabilir.
CRK"

 Yazarın kitabın başında uyardığı gibi beklediğiniz gibi bir kitap olmayabilir. Yani en azından benim için öyle oldu. Arka kapak yazılarını okumadığım için kapağına bakarak herhalde bir genç yetişkin romanıdır diye düşünmüştüm ama değil. Daha karanlık ve bol bol psikolojik ögelerin olduğu bir kitap. Haliyle bu güzel kapağa bayılsam da biraz daha karanlık bir kitap içeriğini daha iyi yansıtırdı diye düşünüyorum. Sadece kapağa bakıp benim gibi hareketli bir kitap beklentisi içerisine girmeyin.

  Ayrıca alışık olduğumuz hemen okunup bitecek kitaplardan bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Çünkü bu kitap kesinlikle sindire sindire okunmalı.

Boğulan Kızı ilgi çekici kılan en önemli şey kahramanımızın şizofren olması. Yani kahramanımızın dedikleri gerçek mi yoksa değil mi bir türlü anlayamıyorsunuz ve bir süre sonra okuduğunuz her şeyden şüphe duymaya başlıyorsunuz :)

 Kitap çok ilgi çekici bir şekilde başlıyor ve güzel bir sonla bitiriyor ama gelişme için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Gelişme bölümünde ciddi bir tıkanıklık olduğunu düşünüyorum. Hatta bir ara konuyu cidden unuttum. " Kitapta neler oluyor?" diye düşünmeye başladım. Sonunda her şey açığa kavuştu tabi.

 Yiğidi öldür hakkını yeme demişler. Tamam, gelişme bölümü iyi olmasa bile yazar gerçekten güzel bir son yazmış. 

PUANIM:




 Bugüne kadar çektiğim videoların içinde en zorlandığım video bu oldu. Çünkü tam olarak hakim olmadığım bir konuda video yaptım.

 İyi seyirler :)




 Daha önce okumak istediğimi belirtmiştim. Şimdi okuyacağım için çok heyecanlıyım. Şu kapağın güzelliği zaten ağzımı açık bıraktı. Birde çok merak ettiğim bir hastalığın işlendiğini öğrenmek kitaba olan merakımı arttırdı.

  Siz Boğulan Kızı okudunuz mu?
  Okumadıysanız okumayı düşünüyor musunuz ?

 Herkese iyi okumalar :)



 Beni şok eden bir kitap oldu. Güzel olduğunu duymuştum ama bu kadar güzel bir kitap beklemiyordum. Özellikle o son yok mu! Okuduğuma inanamadım resmen.

 Yazarımız kitabında bir yazarı anlatmış. Bu beni çok heyecanlandırdı. Çünkü yazarların kitaplarını okusam da onların hayatları hakkında pek bir şey bilmiyorum ve hayali bir yazar da olsa bir yazarı tanıyacak olmak beni heyecanlandırdı.

 Birde bu kitaba başlarken ciddi korkularım vardı. Çünkü daha önce Fransız bir yazarın kitabını okumuştum ve anlatımını beğenmemiştim ve bu kitapta da böyle olur diye korkuyordum. Biliyorum ön yargılıyım ama böyle düşünmeden de yapamadım. Tabii tüm bu düşüncelerim oldukça gereksiz çıktı :)

 Birde kitabı okurken neden sağ üst köşede Aşk/Macera yazmışlar da fantastik yazmamışlar diye düşünüyordum. Kitabı bitirdikten sonra bu düşünceme bayağı güldüm. 

 Yazarın diğer kitaplarını da merak ediyorum. Eğer diğer kitapları da bu kitap gibiyse tadından yenilmez!

 Okuduğunuz kitapların sizi şaşırtmasını istiyorsanız bu kitabı kaçırmamalısınız.

 PUANIM:



 Hasta halimle video çektiğim için sesim borazan gibi kusura bakmayın. 
 İyi seyirler :)



 Sonunda okumaya başlayabildim. Şu anda 23. sayfadayım. Yazar okuyucuyu nasıl meraklandıracağını iyi biliyor. Şimdiden kafamda birçok soru oluştu.





 Mirasyedi - Grace Burrowes adlı kitabı kazanan kişi Rüya Serim. Kendisini tebrik ediyorum :)



 Benden önce annem alıp okudu. Annemin pek hoşuna gitmedi. Umarım annemle aynı görüşleri paylaşmam :)


Uzun zamandır bu kitabı alıp okumak istiyordum ama tam sipariş edecekken son anda karar değiştirip başka kitap aldım. Ne zaman sevgili Büyülü Ayraç ile kitap takası yaptım işte o zaman bu kitabı geciktirmekle ne büyük bir hata yaptığımı anladım.

 Sağdan Birinci Mezarı bitene kadar elimden bırakamadım. Öyle ki "Okumaya Başladım" yazısını bile yazamadım.

 Kitabı okumaya başladığımda kafamda birçok soru dönüp dolaşıyordu. Çünkü yazar karakterimiz Charley nedir ne değildir açıklayana kadar canım çıktı. Tamam bu süre uzun değildi. Yani kitabın yarısına kadar falan sürmüyordu. İlk 10-20 sayfa için geçerliydi. Ama diğer fantastik romanlarda karakterin bilmediği bir şeyi bilmemek biraz garip geldi. Tabi bu kitaba kendimi daha çabuk kaptırmama da sebep oldu.

 Kitabın en sevdiğim özelliği kadın karakteri sevebilmem -ki bu çoook nadir olur. Karakterimiz Charley oldukça güçlü bir karakter. Peki dolu güçlü karakter var. Neden Charley? Çünkü Charley güçlü olmanın yanında insani özellikleri de bol bol barındırıyor. Yeri geldiğinde oturup hüngür hüngür ağlayabiliyor. Bazı kitaplardaki gibi bana bir şey olmaz, ben yıkılmam havalarında değil yani.

  Birde Reyes var. Ah Reyes Ah! Kitabın sonuna kadar ne ayak olduğunu anlayamadım ama kitapta her göründüğünde heyecanım tavan yaptı. İyi mi kötü mü ne olduğu belli olmayan karakterlere karşı bir hayranlığım var galiba benim.

 Şu anda bomba gibi bir seriye başlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Şu sınav saçmalığı biter bitmez serinin ülkemizde çıkmış olan iki kitabını alacağım :)

PUANIM:

Kitabı Okurken Dinlediğim Müzik:



 Bu kitaptan sonra şunu anladım. John Green tam benlik bir yazar. Yazarımız bize ne iyi bir son ne de kötü bir son sunuyor. John Green bize hayatın içinden kopmuş hikayeler sunuyor.

 Kitabın arka kapak yazısını okumadığım için ilk başta sürekli Alaska adında bir kızın peşinde koşan bir adam hayal etmiştim.Elbette böyle bir şey yoktu :)

 Bu güne kadar okuduğum tüm kitaplardan farklı bir konuya sahipti. Sadece konusu değil karakterleri de çok farklıydı. Özellikle Alaska'ya hayran kaldım. Onu nasıl tanımlayabileceğimi bilmiyorum. Galiba değişik diyebiliriz.

 Yazarın bu kitabını okuduktan sonra diğer kitabını alıp almamaya karar vereceğimi söylemiştim. Diğer kitabını kesinlikle alacağım :)

PUANIM:


 Yazarımızın Aynı Yıldızın Altında adlı kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Bunun üzerine Çukurova Kitap Fuar'ında yazarın Alaska'nın Peşinde adlı kitabını aldım.
 
 Şimdilik daha başlarındayım ama insanın kendini içinde kaybettiği kitaplara benziyor. Okuyup göreceğim :)



 Bu seriye veda ederken ağlayacağımı, kitabı bitirdikten sonra birkaç gün boyunca kitabı kafamda evirip  çevireceğimi düşünüyordum ama öyle olmadı. Son kitap beni hayal kırıklığına uğrattı. 

 Yazarın diğer kitapları bir sonrakinden daha güzel olduğu için böyle düşünüyordum ve bomba gibi bir son bekliyordum.

 Beni en çok rahatsız eden şeyle başlamak istiyorum. Bu ne diye soracak olursanız Aşk Üçgeni. Diğer kitaplarda gayet dozunda verilen aşk üçgeni Liderde oldukça abartı seviyedeydi. Sürüler birbirine girmiş, etraf kan göleti olmuş. Bizimkilerin aklıysa aşkta. Haliyle bu durum baydı.

 Faythe bu kitaba kadar çok sevdiğim nadir kadın karakterdi. Liderle bu özelliği kaybetti. O kadar kendini beğenmiş davrandı ki tüm sevgimi alıp götürdü.

  Şimdi bu kadar saydırdım ama yiğidi öldür hakkını yeme demişler. kitap kötüydü ama serinin geneline bakınca iyi bir seriydi. Okuduğum için pişman olmadım ama şu final kitabı daha iyi olabilirdi sanırım.

PUANIM:
Sırf dövüş sahneleri için verdim bu puanı. Yoksa ikiden fazlasını vermezdim.



 Aslında bir Instagram hesabı açmak aklımda bile yoktu. Sürekli iletişim halinde olduğumuz bir takipçim benden Instagram hesabı açmamı isteyince bende açayım dedim.

 Hesabım kişisel bir hesap olsa da ağırlıklı olarak kitaplar olacak elbette:) Hesap için TIKTIK :)

Okumaya kıyamıyorum resmen. Bir başlayayım dedim. 160. sayfaya gelivermişim. Bu seriye veda etmek çok zor olacak :(



  Aslında pek fazla bir şey söylemeye gerek duymuyorum. Yazar Judith McNaught sonuçta :) 

  Mutluluku yazarımızın diğer kitapları gibi elime aldığımda bırakamadım. Koskoca 550 sayfalık kitap hemen bitiverdi. 

  Kitapta en sevdiğim özellik kızımızın kafasına koyduğunu yapmasıydı. Bu tarz güçlü kadın karakterlere bayılıyorum.

  Erkek karakterimiz Ian ise beni çileden çıkardı. Adam ne kadar zeki olursa olsun ön yargılarıyla her şeyi batırıp durdu. Bir kere bile zavallı kızcağızı dinlemedi. Hele bir de zeki olmayıp olayları çabuk kavramasaydı kafayı yerdim herhalde.

   Kitabın içeriğini çok beğensem de o kapak beni okurken çok rahatsız etti. Bari kapağa birini koyuyorsunuz adam akıllı karakterlere benzeyen birini koyun kardeşim. Kitaptaki kız sarışın ama kapaktaki kız esmer! Bu tür detaylar beni çok rahatsız ediyor.


PUANIM:

Kitabı Okurken Dinlediğim Müzik:




Herkese Merhaba ! Kitaplığım uzun süre önce dolduğu için aldığım kitapalrı masanı üzerine diziyordum. üniversiteyi şehir dışında okuma ihtimalim olduğu için kitaplık yaptırmayı da istemiyorum.

 Kitap İklimi blogunun sahibiyle takas yapmaya karar verince ben neden bunu yapmıyorum dedim.

 Takas etmek istediğim kitapların hepsinin fotoğrafını okumak istiyorum ama öncelikle belirtmek istediğim birkaç şey var.

  • Kitaplarımın hepsi orijinaldır ve takas edilmek istenilen kitabın orijinal olması zorunludur!
  • Kitapların hiçbiri yıpratılmadı.
Bana facebook sayfamdan veya e-mail  adresimden ulaşabilirsiniz. Eğer takas etmek istediğiniz kitabı okumadıysam ve merak ediyorsam takas yapabiliriz :)

Şimdi takas etmek istediğim kitaplara göz atalım :)








Hazır kafayı Tarihi Aşk kitaplarıyla bozmuşken bir tarihi aşk kitabı çekilişi yapmamak olmazdı :)
a Rafflecopter giveaway

  Bu kitabı geç okuyorum diye pek azar işitmiştim :D Kitabı okuduktan sonra bu azarların ne kadar yerli olduğunu anlıyorum. Bu kitap okunmaz mı! İlk defa bir tarihi aşk kitabını bu kadar çok sevdim.

  Yazarımızın daha önce günümüz aşk kitabını okumuştum ve biraz hayal kırıklığına uğramıştım.  Şimdi neden bu kadar çok hayranı var anlıyorum. Yazar kitap yazmamış, bildiğin destan yazmış.  

  Tarihi aşkları okuduğumda bir süre sonra unuturum. Diğer tarihi aşklarla birbirine karıştırırım. Düşler Krallığından sonra asla unutmayacağım ikinci tarihi aşk kitabı  Gelin olacak.

  Kitap harika ama anlaşılan yayınevi kitabı pek önemsememiş gibi. Çünkü çeviri o kadar baştan savma ki! Çoğu zaman kim konuşuyor yahu diye şaşırdım. Saçma yapan yerlerde - konuşmanın ortası gibi- yeni bir paragrafa geçilmiş. Normalde bu tür çeviri hatalarını çakmam bile. Eğer ben bile bu kadar rahatsız oluyorsam diğer okuyucuların vay haline.

  Buna rağmen okunur mu demeyin bu kitabın yarısı çevrilmemiş olsa yine okurdum. Bir sonraki alışverişimde yazarın diğer tarihi aşk romanlarını da alacağım.
Alın Okuyun Ve Okutturun !


PUANIM:


Kitabı Okurken Dinlediğim Müzik:


Görüldüğü gibi hala Bir Geyşanın Anılarının etkisindeyim :)
 


 Tatil olunca böyle bir liste yapmak kaçınılmazdı. İyi seyirler :)






 Annem eline aldı ve bitirmeden elinden bırakamadı. Hal böyle olunca bende bu kitabı okumayı ertelemeyeyim dedim. Umarım Gelin yazarın günümüz aşk kitaplarından daha kaliteli çıkar.



  Daha önce filmini izlemiştim ve hayran kalmıştım ama kitabına karşı çok ön yargılıydım. Çünkü Japon kültürü hakkında hiçbir şey bilmediğim için anlamayacağımdan korkuyordum.

  Beklediğin gibi anlamadığın yer oldu mu diye sorarsanız hayır olmadı. Bu belkide filmini izlemiş olmamdan kaynaklanıyor  olabilir, bilemiyorum. 

  Yazar harika bir anlatım sergilemiş.  Kitabı okurken kendimi o kadar çok kaptırdım ki sonunda karakterlerin kurgu olduğunu öğrendiğimde büyük şok yaşadım. Ancak bir Geyşa o dünyayı bu kadar iyi anlatabilir diye düşünüyordum. Çünkü tanımadığım bir yer hakkında o kadar iyi tasvirler yapılmıştı ki sanki zaman zaman o sokaklarda yürüyormuşum gibi hissettim.

  Bu kitabı sevmemin en büyük sebeplerinden biri de saçma sapan mutlu sonlarla veya çok hüzünlü sonla bitmesi yerine gerçek yaşamda karşılaşabileceğimiz gibi hem iyi hemde kötü yönlerini görebileceğimiz oldukça mantıklı bir sonla bitmiş olması.

  Bu arada kapağını çok beğendiğimi söylememe gerek yok sanırım :D

  Bir Geyşanın Anıları beni çok etkileyen ve ara ara dönüp tekrar sayfalarını karıştıracağım bir kitap. Ve tabi ki gözüm kapalı herkese tavsiye ediyorum.

PUANIM:


  Çukurova Kitap Fuarının açılmasını aylar öncesinden beklemeye başlamıştım. Sonunda beklediğim gün geldi :) Bende çoğu uzun süredir merak ettiğim kitaplar aldım.

 İyi Seyirler :)


 Herkese merhaba! Sizlerle paylaşacağım o kadar çok şey birikti ki! Mesela Vefa Enver'in kitaplarını okudum onlar hakkındaki düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. 

 Ve en önemlisi Çukurova Kitap Fuarına gidip harika kitaplar aldım. Orada video çekemesem de en kısa zamanda fuar hakkında biraz sohbet edebilmek ve aldığım kitapları sizlerle ayrıntılı olarak paylaşabilmek için video çekmek istiyorum.

 Şu anda ise fuardan aldığım Bir Geyşanın Anılarını okuyorum. Kitap beklediğimden çok güzel ilerliyor. Kapağı ise beni büyüledi zaten :)



 Stajda çocuklar uyurken biraz okumaya başlayayım dedim.Sonrasında ise elimden bırakamadım. Nasıl yarıladım anlamadım. Şimdi ise bitmesin diye yavaş yavaş okuyorum :D

 Vefa Enver'i her yerde duyuyor ve geniş bir hayran kitlesinin olduğunu biliyordum. Haliyle kitaplarını çok merak ediyordum. 

  Daha önce çok popüler olan Türk yazarları okuyup hayal kırıklığına uğramıştım. O yüzden Çocuk Da Yapamadım Kariyer De'ye başlarken büyük bir beklentim yoktu. Vefa Enver beni bu konuda oldukça şaşırttı. İlk defa bir Türk yazarın kitabını bu kadar sevdim. Yazar sahip olduğu hayran kitlesini - ve kesinlikle daha fazlasını- hak ediyor. 

 Romantik komedi türündeki bu kitap  bir romantik komediden beklenecek tüm özellikleri barındırıyor.Bolca güldürüyor, yer yerde hüzünlendirmeyi başarıyor. 

 Kitabımız üç arkadaşın arkadaşlıklarını ve aşk hayatlarını anlatıyor. Benim kitaptaki favori karakterim Aslı oldu. Utangaç sıkılgan halleri sayesinde bol bol eğlendim. Ve ilk defa okuduğum Türk kitabında beni tarihi aşk kitaplarındaki erkek karakterler kadar etkileyebilecek bir erkek karaktere rastladım. 

 Eğer sizde romantik komedi  seviyorsanız bu kitap tam size göre. Romantik komedi için ayılıp bayılmayan ben bile Vefa Enver'i favori yazarlarım arasına ekledim. Gerisini siz düşünün ;)

PUANIM:

Yeni yılda biraz düzen istiyorum. Tabi bu düzen blogumla ilgili olacak. nasıl bir düzen derseniz hemen anlatmaya başlayayım.

1. Goodreads, Vikitap ve Ne Okur'a Düzenli Olarak Gireceğim.

Evet. Bunu kesinlikle yapacağım. Çünkü bu sitelerde takılmak hem yararlı  hemde eğlenceli oluyor. Bir kitabı okuduktan sonra  başka insanlar o kitap hakkında ne düşünmüş bunu okumak çok hoş. Buralardan Beni arkadaş eklemek isterseniz Goodreads için buraya, Vikitap için buraya ve Ne Okur için buraya tıklayabilirsiniz.

2.Daha Çok Kitap Okuyacağım.
Kesinlikle daha çok kitap okumalıyım. Okuma hızımı hiç beğenmiyorum. Haftada en az 3 kitap okuyabilirim mesela. Hele şu son dönemlerde o kadar az kitap okuyorum ki!

3. Blogumla Çok İlgileneceğim.
Tabi bunu marttan sonrası için konuşuyorum. Şu YGS lanetini atlattıktan sonra her gün bir post  yazabilirim.

4. Daha Farklı Türlerde Okuyacağım.
Okumadığım türlerde veya okumadığım yazarlara ağırlık vereceğim bu sene. Hep fantastik nereye kadar. Tabi fantastik okumayı bırakacağımı kesinlikle söylemiyorum :)