Ne zaman 130. sayfaya geldim anlamadım. Bu kadar geciktirdiğim için pişmanım. Okumaya kıyamıyorum resmen. Ayrıca kitabın içeriğini bilmeden okumaya başladığımdan benim için ayrı bir sürpriz oldu :D

Bu arada Araf çekilişine katılmayanlar sizi buraya alalım ;)



 Herkese Merhaba! Bugün  bayıla bayıla okuduğum Araf kitabını çekilişle iki kişiye hediye edeceğim :) Benim Araf hakkındaki düşüncelerime göz atmak isterseniz buraya tıklayın.

KitapTanıtımı:

IŞIĞIN OLDUĞU YERDE, KARANLIK DA VARDIR.

Nina, babasının ölümüyle kendisini Providence’ta varlığından hiç haberdar olmadığı bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Babasının cenazesinin olduğu gün otobüs durağında tesadüfen karşılaştığına inandığı çekici, karşı konulamaz Jared ile yakınlaşmasıysa Nina’nın hayatını tamamen altüst eder.



Jared ile Nina’nın birbirlerine âşık olmaları işleri tamamen zora... sokar. Jared, Nina’yı sadece babasının düşmanları olan insanlardan değil, kendi soyundan olan yarı meleklerle Cehennem’deki Şeytanlar’dan da korumak zorunda kalır. Jared ile Nina’nın birlikte olabilmek için kaderlerine karşı gelip düşmanlarını alt etmeleri gerekir.

Tatlı Bela ve Ayaklı Bela romanlarıyla olay yaratan Jamie McGuire, bu kez farklı bir seriyle karşımıza çıkıyor.

Providence üçlemesinin ilk romanı Araf, devamını merakla bekleyeceğiniz fantastik bir aşka sahne oluyor.
 


Bol Şans :)
Okulda zorla okutulan Kuyucaklı Yusuf beklediğimden  kat kat iyi çıkan bir kitap oldu. Geçen sene İnce Memedi okumuştum. Öğretmenim İnce Memedi beğendiysem Kuyucaklı Yusufu da beğeneceğimi söylemişti .Öyle de oldu. Hatta İnce Memedden daha fazla beğendim. 

 Okumaya başlar başlamaz gözüme ilk çarpan betimlemeler oldu. Çok güçlü betimlemelerle daha kitabın başından büyülendim. Birde bunun üzerine duygular yansıtılınca da insan kendini kaptırmadan edemiyor. 

 Kitapta beni rahatsız eden tek olay okuduğum diğer Türk klasiklerinde de olan yazarın öyküye müdahale etmesi. ama bu durum oldukça nadir olduğu için o kadar da dikkat dağıtıcı olmadı.

 İnsan konusu aile dramı olan bu kitabı okurken toplum ne kadar değişirse değişsin bazı olayların yüzyıllar sonra bile aynı kalacağını anlayabiliyor. 

 Kitabın son sayfalarını okurken içimde bir burukluk hissettim. Kuyucaklı Yusuf kesinlikle okuyup bir köşeye atacağınız bir kitap değil. Uzun süre etkisinde kalabileceğiniz harika bir klasik.

  Kuyucaklı Yusuf her yönüyle beni şaşırtan ve büyüleyen bir kitap oldu.

PUANIM:


 İlk kitap benim çok sevdiğim bir yazar olan Judith'e ait İçinde Aşkı Saklı. Bu kitabı uzun süredir okumak istiyordum.Öncelikle İçinde Aşk Saklı diğer Judiht kitaplarına göre bir tık daha aşağıdaydı.Tabi yine ayılıp bayılarak okudum orası ayrı.

 Judiht öyle gıcık bir erkek karakter yaratmış ki okurken sinirlerimi zıplatıp durdu. Okumayanlar için bir şey söylemeyeceğim ama okuyanlar hangi bölümlerde sinirlendiğimi anlamıştır zaten.

   Bu arada hemen Vikipedi'den yararlanarak birkaç şey söyleyeyim.Westmoreland Serisi'nin ilk kitabı İçinde Aşk Saklıymış. ama ben ilk olarak Düşler Krallığını okudum. Hatta o kadar çok sevdim ki köpeğimin adını oradaki erkek karakterin adı olan Royce koydum :D

Serinin iki kitabı Türkçeye çevrilmedi.Türkçeye çevrilenlerden okumadığım bir kitap kaldı .Onu da kitap fuarında alacağım.

PUANIM:




 Gül ve Avcıya genel anlamda baktığımızda diğer tarihi aşk romanlarından oldukça farklıydı. Kızımız Evelyn, diğer tarihi aşk romanlarındaki kızlar gibi geri planda değil iş hayatına atılmış biriydi. Bu kitabı diğerlerinden oldukça farklı kılan temel unsur.

 Kitaptaki bir diğer farklılık ise erkek karakterimizin bir oğlunun olmasıydı. Benim okuduğum tarihi aşk romanlarda böyle bir durum söz konusu değildi. Bu olay  kitabın başından bir aile sıcaklığının oluşmasını sağlamış.

 Gül ve Avcının kapağı ise bu güne kadar gördüğüm en güzel tarihi aşk romanı kapağı ! Keşke diğer yayınevleri de kapağa bu kadar önem verse.



 Gül ve Avcı kitabını incelediğimiz turumuzun üçüncü gününde herkese merhaba! Blogumda kitap karakterlerini biraz daha yakından tanıyacağız :)

 Evelyn Rosa Drummond: Baş karakterimiz kendinden oldukça emin, tuttuğunu koparan biri :) Yaptığı bir hata sonucu hayatı tepetaklak olmasına rağmen kitap boyunca istediğinden asla vazgeçmedi. Oldukça maceraperest bir kişiliğe sahip olması da kitapta daha fazla eğlence unsurunun bulunmasını sağlamış.

 Julian Benedict Wharton: Ah! Julian ah! Julian hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki. Kitap boyunca benim dikkatimi çeken en büyük özelliği duygularını dışa vurmakta yaşadığı problemdi. Bu özelliği onun dışarıdan katı biri olarak görünmesine sebep oluyordu. Ayrıca bu özelliği yüzünden zavallı küçük oğlu ondan korkan ve babasını gördüğünde köşeye sinen bir çocuk olarak yetişmiş. Julian mavi gözler ve siyah saçlarla oldukça yakışıklı bir Dük olarak tasvir ediliyor.

 Desmond Simmons: Des Amca, kızı olmamasına rağmen Evelyn'i büyüten ve ona babalık yapan benim aklımda ise oldukça göbekli sevimli güzlü canlandırdığım bir karakter. 

Albert: Julian'ın oğlu Albert, oldukça akıllı baba sevgisini tam olarak görmediği için birazcık da haylaz bir oğlan :D

 Kitap hakkında daha ayrıntılı bilgilere ulaşmak, yorumlar röportaj ve daha fazlasını okuyabilmek için takipte talın. Şimdilik hoşça kalın ;)



 Kargo geldiğinden beri deli gibi sırıtıyorum :D Çünkü ejder serisini çok seviyorum ve ejder serisinin bu kitabında ejder ailesinin en manyak- ve benim favori- üyesini anlatacak.

 Bu kitabın tasarımı beni benden aldı. Harika olmuş. Kitabı yorumlarken dış görünüşüne daha yakından bakarız :D


 Alışveriş videomu izleyenlerin  bildiği gibi okulumda kitap okutulacak ve bu kitaptan sınav olacağız. Bu sınavı yapılacak kitaplardan biri olan Kuyucaklı Yusuf'u okumaya başladım. 

 Büyük bir sinirle başlamış olmama rağmen elimden bırakamadım. Çok akıcı ve harika betimlemelerle başladı. Bakalım nasıl devam edecek?

Siz Kuyucaklı Yusufu okudunuz mu? okuduysanız düşünceleriniz nelerdir ?



  Saat 18:00 civarı elime içinde aşk saklıyı alayım da biraz göz atayım dedim. Bir süre sonra saate baktım. SAAT 23.00 OLMUŞ! Yarın da önemli bir yazılım var ve ben hala çalışmadım. Bir yanım kitaba dönmek istiyor ama kendimi silkeleyip ders çalışmaya gitmem gerek .




 Jamie McGuire Tatlı Bela'dan sonra bizi hiç hayal kırıklığına uğratmadan harika bir kitap olan Araf ile karşımızda!  Yazarımız birbirinden oldukça farklı huylara sahip erkek karakterleri bize sevdirmeyi başarıyor. 

 Tatlı Bela'yı okuyup Travis gibi asi birini bekleyenler çok şaşıracaklar. Hayal kırıklığına uğrayacaklar demiyorum çünkü "Travis Travis !" diye bağıranların hepsi bu kitaptan sonra Jared diye deli divane olacaklar.

 Daha önce hiç meleklerle ilgili bir kitap okumamıştım. Bunun sebebi arkadaşımın elinde gördüğüm Fısıltı adlı Alacakaranlık'ın kopyalanıp melek versiyonuna dönüştürülmüş kitabı görmemdi .Haliyle bir önyargı oluştu bende. Araf'tan sonra meleklerle ilgili kitaplara bakış açık değişti :D

 Yazarımız Tatlı Bela'da gördüğümüz üzere konuyu üniversiteli bir kızın etrafında oluşturmuş. Tabi  Bu üniversiteli kızımın kendisinin bile bilmediği tehlikeli bir hayata sahip. Ne diyorsun diyenler için gidin kitabı okuyun . SPOİLER YOK :D

PUANIM:


 Herkese merhaba! Uzun bir aradan sonra yeni bir kitap alışverişi videosuyla karşınızdayım :D Video çekmeyi çok seviyorum ama kitap alışverişi videosu çekmek bambaşka. Konuşurken kendimi kaybediyorum :D

 Bu arada videonun sonundaki sorularıma cevap verirseniz çok mutlu olurum. Çünkü ne yapacağım konusunda bir fikrim yok ama bir şeyler de yapmak istiyorum :(

 İyi seyirler :)


 Okulda teneffüslerde ara ara okurum diye yanımda götürmüştüm. O kadar sardı ki derslerde gizlice okudum.  Bu tempoda giderse Araf beni kendine hayran bırakacak!



Çekilişi kazanan kişiye mesaj attım. Umarım bir an önce döner ve  kitabı gönderirim :)



 Kiler indiriminden iki tane Julie Garwood kitabı almıştım. İlk olarak Ateş ve Buzu okumuştum ve beğenmediğim için büyük hayal kırıklığına uğramıştım. O yüzden aldığım ikinci Julie Garwood  kitabına elim bir türlü gitmiyordu. 

 En sonunda kendime bu böyle olmaz, al oku da ikilemden kurtul dedim. Ve iki kitap arasında dağlar kadar fark olduğunu fark ettim. Ateş ve Buzu ne kadar beğenmediysem Baharı Beklerkeni de bir o kadar beğendim. 

 Bunun en büyük sebebi Baharı Beklerken sunduğu şeyi veriyordu. Yani aşk! Hatta fazlasıyla vardı.Bunun yanında polisiye macera konusunu da gayet başarılı bir şekilde harmanlamış. Bir yandan doya doya aşk kitabı okurken bir yandan da polisiye kitabın heyacanına katılıyorsunuz.

 Kitabı alacak olanlara tavsiye sakın gidip de kitabın arkasını okumayın. Şimdi göz attım da arka kapak yazısı bildiğin kitap özeti çıkarmış! İyi ki kitapların arka kapak yazısını okumuyormuşum dedirtti.

 Karakterlerin özellikleri çok iyi bir şekilde aktarılmış ve kitaptaki karakterler basit bir tip izlenimi uyandırmıyor. Bu durum kitaba kendimi kaptırmamda çok önemli bir unsur oldu.

 Benim gibi günümüz aşk kitabı sevmeyen birinin bile bayılarak kendini okutturdu bu kitabımız. Kitabı okurken işte bizim tanıdığımız Julie Garwood bu diye bağırasım geldi  :D

PUANIM:

Kitabı Okurken Dinlediğim Müzik:
Uzun zamandır kitabı okulda teneffüs aralarında falan okuduğum için müzik dinleyerek okuyamıyordum .Sonunda bu kitapta müzik dinleyerek de okuyabildim :D

( Kendisi aynı zamanda bu aralar taktığım şarkıdır :D )