Kitabı dün okulda okumaya başladım ve kitap okumayı sevmeyen arkadaşlarım bile kapağına hayran kalıp kitabı inceledi. Benim de kapağa hayran kaldığımı söylememe gerek yok değil mi :D

 Okuduğum kadarıyla vadettiği romantik komediyi bana sundu. Şimdilik başlardayım. Bakalım okudukça fikrim değişecek mi .

 Bir kitabın klasik olmasının elbet bir sebebi vardır ama sevemedim bu kitabı işte. Gereksiz konuşmalarla doldurulmuş gibi geldi bana. 

 Birde tam olarak yarım bıraktım diyemem. çünkü kitabı bitirmeme 50 sayfa falan kalmıştı. Sonunda kendime işkence etmekten vazgeçip başka kitaplara yöneldim.

 Kitabın içeriği harici puntolar biraz daha büyük olsaymış iyi olurmuş. İnsanın gözünü yoruyordu.



 Aslında kargo dün geldi ama blogumda bahsetmeyi unutmuşum :D Masamın üzerinde görünce blogumda yazayım dedim.

 Kargo elime ilk ulaştığında evdekiler ilk önce iğrenç sevinç gösterilerime katlanmak zorunda kaldılar. Çünkü Vefa Enver uzun süredir okumak istediğim bir yazardı. Sevinç gösterileriminin ardından seri sıralaması ne diye kara kara düşünmeye başladım. sonunda sıralamanın Çocuk Da Yapamadım Kariyer De,  Bunu Sen İstedin ve Neyse Ki Çocuk Yaptım şeklinde olduğuna karar verdim. Umarım doğrudur :D

 Aranızda Vefa Enver okuyanınız var mı ?
 Okuduysanız beğendiniz mi ?



 Konu kahramanlar olunca kafayı yiyen biri olarak bu listeyi yapmasam olmazdı sanırım :) Bakalım benim seçtiğim kadın ve erkek karakterler kimlermiş :)

EN İYİ ERKEK KAHRAMANLAR


(Tatlı Bela -Ayaklı Bela) Travis: Afet oğlan da aranacak tüm özellikler vardı. Karizma desen bir ülkeye yetecek kadar var. Kıskançlık konusunda bezen ipin ucunu kaçırsa da Travis'e o bile yakışıyor. Mükemmel dövüşüyor (ki o dövüşçü). E birde dövmeleri olunca yeme de yanında yat.




(Ateş Laneti) Vlad Tepes:  Vlad Gece Avcısı Serisinin en sevdiğim karakterlerinden biri. Normal hayatta Kazıklı Voyvoda olarak bildiğimiz manyağı yazar o kadar güzel bir şekilde evirip çeviriyor ki karşımıza oldukça ilginç karizmatik bir karakter çıkıyor.




(Ateş Serisi) Barrons: Ah Barrons ah! Seni tarif etmeye kelimeler mi yeter! Barrons böyle tarif etmeyle anlaşılmaz. Söz konusu Barrons olunca okuyup yaşamak gerekir ;)

 Kişiliği hakkında pek bir şey söyleyemeyeceğim. Dört kitapta okumama rağmen daha ne ayak olduğunu çözemedim :D


EN İYİ KADIN KAHRAMANLAR


(Kahperengi)Narin: Çok güçlü bir karakterdi. Bir bataklıktan çıkıp güçlü bir kadın oluşunu büyük bir heyecanla okumuştum. 





(Ateş Serisi)Mac Kayla: güçlü intikam duygusunun arkasına bile saklanamayan çocuksu kişiliğiyle benim her sene favorilerim arasında kalacak bir karakter :) 




(Ateş Laneti) Leila: Şu Megan Fox'un ağzını yüzünü biraz dağıtsak hayalimdeki Leila olup çıkacak :D Leila yeteneğinden dolayı zorlu günler yaşamış bir karakter. Kişilik özelliğiyle Gece Avcısı Serisinin Cat'ini andırdığından mıdır bilmem ama Leila'yı çok sevdim :)



(Umutsuz) Sky: Yaşadığı onca zorlukla tekrardan yüzleşmek zorunda kalan Sky da bu listeye girmeye hak kazandı. ayrıca kitabı okumadıysanız şiddetle tavsiye ediyorum :)


Sizin favori karakterinizi hangileri ?
Ortak favori karakterimiz var mı ?
Lütfen benimle paylaşın :)

 Bir ara iki romanı bir arada  okumayı denemiştim de başaramamıştım. Bu sefer önlemimi aldım ve kitap seçimlerinde dikkatli davrandım :)

 Eskici Ve Oğulları beklediğim gibi ağır ilerleyen, güzel bir kitap. İkinci kitap Gizlenen Tarih ise tarihi, eşya kişi ve yerleri konu alan araştırma kitabı. Birkaç sayfada bir şeyi inceliyor. Haliyle birkaç sayfa okuduktan sonra aklım Gizlenen Tarihte kalmıyor ve Eskici Ve Oğullarını okumaya devam edebiliyorum :D



 Bu videoda kasım ayında okuduklarıma göz atacağız. Tabi ondan önce videolarımla ilgili bir açıklamada var.

İyi seyirler :)





 Biraz önce facebookta ana sayfamda gördüm ve görür görmek kapağa vuruldum. Şu kapağın güzelliğine bakar mısınız! Umarım Optimum Kitap Çukurova Kitap Fuarına kadar çıkarır.

 Siz kitabın kapağı hakkında ne düşünüyorsunuz ?

   Ejder Serisi benim en sevdiğim serilerden biri.O yüzden kitap yorumuna başlamadan önce seriden biraz bahsetmek istiyorum. Öncelikle bu seriden çok fazla şey beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız .Evet, çok eğlenceli ama bir ateş serisi gibi bağımlılık yapan bir seri beklememelisiniz. Bu seride benim beklediğim bolca eğlence.  

 Kitabımıza geçecek olursak bu kitap serinin diğer kitaplarından birkaç tık aşağısındaydı. Bunun en büyük sebebi kitapta kopuklukların olmasıydı. Biz Gwenwael'in kitabını okumayı beklerken sürekli Annwyl'in sarayına gittik geldik.  Hele kitabın sonlarına doğru sadece Annwyl'den bahsedildi. Yazar ilk kitapta yeterince bahsedemediğini mi düşündü bilmiyorum ama bu durum beni çok rahatsız etti. 

 Gwenvael beklediğim gibi beni bolca güldürdü. Söz konusu Gwenvael olunca gülmemek elde değil zaten. Kitabın konusu hakkında hiçbir fikre sahip olmayan annem bile arka kapak yazısını okuyunca güldü. 

 PUANIM:

 Okurken Dinlediğim Müzik:
  
Kitapla alakasız bulduğum bir müzik.  Ama okurken bunu dinledim. gerçi söz konusu Amy Lee olunca her yer ve her durumda dinleyebilirim :)
Araf kitabını kazanan iki kişi
Fatma Kara 
Pervin Eren 
 Kazanan arkadaşları tebrik ediyorum :)



 Aslında birkaç gün önce bitirdim ama bir şeyler yazabilmek için birkaç gün beklemeye karar verdim. Çünkü kendimi toplamam gerekiyordu. Aynı Yıldızın Altında beni çok sarstı...

 Belkide beni bu kadar çok etkilenmemin sebebi konusu hakkında en ufak bir  bilgiye sahip olmamamdır. Ben sıradan duygusal bir aşk kitabı bekliyordum. Kitabı okumaya başlayınca elbette büyük bir şok yaşadım. 

 Her sayfası, her cümlesi çok kaliteliydi. John Green çevremizde çok olan ama bir türlü üzerinde düşünemediğimiz bir konuyu çok mükemmel bir şekilde işlemiş. insan okurken sürekli " Çevremde bunları yaşayanlar var." diye düşünüp sarsılmadan edemiyor.

Sonunda ise bildiğin salya sümük ağladım. Ağlamamak elde değil ki! Kitabı bitirdiğim gün Aynı Yıldızın Altında'yı düşünmekten başka hiçbir şey yapamadım. 

 Eğer hala okumadıysanız hangi tarz kitapları seviyorsanız sevin gidip bu kitabı alın. Emin olun pişman olmayacaksınız.

PUANIM:


Kitabı Okurken Dinlediğim Müzik:


Sözleri kitaplar hiç alakalı olmayabilir ama okurken  ağlamama yardım eden hüzünlü bir şarkıydı. Kitabı okuduktan sonra sözlerinin çevirisine baktığımda yıkıldım. Oysa benin anladığım bölümler " So I cried cried cried, And now, say goodbye" ve "Oh you're my tragedy... tragedy,Oh you're my Tragedy," kısmı kitaba uyuyordu. 

Neymiş yarım yamalak İngilizce'yle bir halt olmuyormuş. Neyse sağlık olsun :D



 En çok merak ettiğim ejder kardeşin kitabını sonunda okumaya başladım. Neler olacağını seriyi okuyanlar az çok bilir. Zaten seride bir şaşırtma yok. Kara serisi gibi düşünebiliriz bir anlamda. O yüzden bu sefer arka kapak yazısını okumakta bir sakınca görmedim. İyi ki de okumuşum.  Gwenvael daha kitaba başlamadan beni  güldürmeyi başardı :D



  Pek çok kişi Böğürtlen Kışını biran önce okumalısın demişti. Sarah Jio zaten kaliteli bulduğum ve beğendiğim bir yazar. Ama bu kitabı beklentilerimin kat kat üstünde çıktı. 

  Artık kapak görseli için bir şey deme gereği duymuyorum. Ne de olsa Arkadya Yayınlarından bahsediyoruz :)

  Kitabımız iki zamanda geçiyor. Ben her zaman iki zamanda geçen kitapların biraz riskli olduğunu düşünmüşümdür. Yazar konuyu bu şekilde anlatırken ya batırır yada gerçekten iyi bir şekilde kullanır. Sarah Jio bu konuda gerçekten çok başarılı. İki farklı konuyu okumanıza rağmen hiçbir kopukluk hissetmedim. Hatta bu sayede kendimi kitaba daha çok kaptırdım diyebilirim.

Kitabımın imzalı olduğunu söylemiş miydim :D
 Kitabın tamamında bir gizem vardı. Tabi bilinmezlikler kitabı çok çekici bir hale getirdi. Ayrıca Böğürtlen Kışı hiç tahmin edemeyeceğim bir şekilde sonuçlandı.

 Herkes bu yazara- sadece bu kitabı için değil, diğer kitapları için de geçerli- bir şans vermeli.

PUANIM:


 Ne zaman 130. sayfaya geldim anlamadım. Bu kadar geciktirdiğim için pişmanım. Okumaya kıyamıyorum resmen. Ayrıca kitabın içeriğini bilmeden okumaya başladığımdan benim için ayrı bir sürpriz oldu :D

Bu arada Araf çekilişine katılmayanlar sizi buraya alalım ;)



 Herkese Merhaba! Bugün  bayıla bayıla okuduğum Araf kitabını çekilişle iki kişiye hediye edeceğim :) Benim Araf hakkındaki düşüncelerime göz atmak isterseniz buraya tıklayın.

KitapTanıtımı:

IŞIĞIN OLDUĞU YERDE, KARANLIK DA VARDIR.

Nina, babasının ölümüyle kendisini Providence’ta varlığından hiç haberdar olmadığı bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Babasının cenazesinin olduğu gün otobüs durağında tesadüfen karşılaştığına inandığı çekici, karşı konulamaz Jared ile yakınlaşmasıysa Nina’nın hayatını tamamen altüst eder.



Jared ile Nina’nın birbirlerine âşık olmaları işleri tamamen zora... sokar. Jared, Nina’yı sadece babasının düşmanları olan insanlardan değil, kendi soyundan olan yarı meleklerle Cehennem’deki Şeytanlar’dan da korumak zorunda kalır. Jared ile Nina’nın birlikte olabilmek için kaderlerine karşı gelip düşmanlarını alt etmeleri gerekir.

Tatlı Bela ve Ayaklı Bela romanlarıyla olay yaratan Jamie McGuire, bu kez farklı bir seriyle karşımıza çıkıyor.

Providence üçlemesinin ilk romanı Araf, devamını merakla bekleyeceğiniz fantastik bir aşka sahne oluyor.
 


Bol Şans :)
Okulda zorla okutulan Kuyucaklı Yusuf beklediğimden  kat kat iyi çıkan bir kitap oldu. Geçen sene İnce Memedi okumuştum. Öğretmenim İnce Memedi beğendiysem Kuyucaklı Yusufu da beğeneceğimi söylemişti .Öyle de oldu. Hatta İnce Memedden daha fazla beğendim. 

 Okumaya başlar başlamaz gözüme ilk çarpan betimlemeler oldu. Çok güçlü betimlemelerle daha kitabın başından büyülendim. Birde bunun üzerine duygular yansıtılınca da insan kendini kaptırmadan edemiyor. 

 Kitapta beni rahatsız eden tek olay okuduğum diğer Türk klasiklerinde de olan yazarın öyküye müdahale etmesi. ama bu durum oldukça nadir olduğu için o kadar da dikkat dağıtıcı olmadı.

 İnsan konusu aile dramı olan bu kitabı okurken toplum ne kadar değişirse değişsin bazı olayların yüzyıllar sonra bile aynı kalacağını anlayabiliyor. 

 Kitabın son sayfalarını okurken içimde bir burukluk hissettim. Kuyucaklı Yusuf kesinlikle okuyup bir köşeye atacağınız bir kitap değil. Uzun süre etkisinde kalabileceğiniz harika bir klasik.

  Kuyucaklı Yusuf her yönüyle beni şaşırtan ve büyüleyen bir kitap oldu.

PUANIM:


 İlk kitap benim çok sevdiğim bir yazar olan Judith'e ait İçinde Aşkı Saklı. Bu kitabı uzun süredir okumak istiyordum.Öncelikle İçinde Aşk Saklı diğer Judiht kitaplarına göre bir tık daha aşağıdaydı.Tabi yine ayılıp bayılarak okudum orası ayrı.

 Judiht öyle gıcık bir erkek karakter yaratmış ki okurken sinirlerimi zıplatıp durdu. Okumayanlar için bir şey söylemeyeceğim ama okuyanlar hangi bölümlerde sinirlendiğimi anlamıştır zaten.

   Bu arada hemen Vikipedi'den yararlanarak birkaç şey söyleyeyim.Westmoreland Serisi'nin ilk kitabı İçinde Aşk Saklıymış. ama ben ilk olarak Düşler Krallığını okudum. Hatta o kadar çok sevdim ki köpeğimin adını oradaki erkek karakterin adı olan Royce koydum :D

Serinin iki kitabı Türkçeye çevrilmedi.Türkçeye çevrilenlerden okumadığım bir kitap kaldı .Onu da kitap fuarında alacağım.

PUANIM:




 Gül ve Avcıya genel anlamda baktığımızda diğer tarihi aşk romanlarından oldukça farklıydı. Kızımız Evelyn, diğer tarihi aşk romanlarındaki kızlar gibi geri planda değil iş hayatına atılmış biriydi. Bu kitabı diğerlerinden oldukça farklı kılan temel unsur.

 Kitaptaki bir diğer farklılık ise erkek karakterimizin bir oğlunun olmasıydı. Benim okuduğum tarihi aşk romanlarda böyle bir durum söz konusu değildi. Bu olay  kitabın başından bir aile sıcaklığının oluşmasını sağlamış.

 Gül ve Avcının kapağı ise bu güne kadar gördüğüm en güzel tarihi aşk romanı kapağı ! Keşke diğer yayınevleri de kapağa bu kadar önem verse.



 Gül ve Avcı kitabını incelediğimiz turumuzun üçüncü gününde herkese merhaba! Blogumda kitap karakterlerini biraz daha yakından tanıyacağız :)

 Evelyn Rosa Drummond: Baş karakterimiz kendinden oldukça emin, tuttuğunu koparan biri :) Yaptığı bir hata sonucu hayatı tepetaklak olmasına rağmen kitap boyunca istediğinden asla vazgeçmedi. Oldukça maceraperest bir kişiliğe sahip olması da kitapta daha fazla eğlence unsurunun bulunmasını sağlamış.

 Julian Benedict Wharton: Ah! Julian ah! Julian hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki. Kitap boyunca benim dikkatimi çeken en büyük özelliği duygularını dışa vurmakta yaşadığı problemdi. Bu özelliği onun dışarıdan katı biri olarak görünmesine sebep oluyordu. Ayrıca bu özelliği yüzünden zavallı küçük oğlu ondan korkan ve babasını gördüğünde köşeye sinen bir çocuk olarak yetişmiş. Julian mavi gözler ve siyah saçlarla oldukça yakışıklı bir Dük olarak tasvir ediliyor.

 Desmond Simmons: Des Amca, kızı olmamasına rağmen Evelyn'i büyüten ve ona babalık yapan benim aklımda ise oldukça göbekli sevimli güzlü canlandırdığım bir karakter. 

Albert: Julian'ın oğlu Albert, oldukça akıllı baba sevgisini tam olarak görmediği için birazcık da haylaz bir oğlan :D

 Kitap hakkında daha ayrıntılı bilgilere ulaşmak, yorumlar röportaj ve daha fazlasını okuyabilmek için takipte talın. Şimdilik hoşça kalın ;)



 Kargo geldiğinden beri deli gibi sırıtıyorum :D Çünkü ejder serisini çok seviyorum ve ejder serisinin bu kitabında ejder ailesinin en manyak- ve benim favori- üyesini anlatacak.

 Bu kitabın tasarımı beni benden aldı. Harika olmuş. Kitabı yorumlarken dış görünüşüne daha yakından bakarız :D


 Alışveriş videomu izleyenlerin  bildiği gibi okulumda kitap okutulacak ve bu kitaptan sınav olacağız. Bu sınavı yapılacak kitaplardan biri olan Kuyucaklı Yusuf'u okumaya başladım. 

 Büyük bir sinirle başlamış olmama rağmen elimden bırakamadım. Çok akıcı ve harika betimlemelerle başladı. Bakalım nasıl devam edecek?

Siz Kuyucaklı Yusufu okudunuz mu? okuduysanız düşünceleriniz nelerdir ?



  Saat 18:00 civarı elime içinde aşk saklıyı alayım da biraz göz atayım dedim. Bir süre sonra saate baktım. SAAT 23.00 OLMUŞ! Yarın da önemli bir yazılım var ve ben hala çalışmadım. Bir yanım kitaba dönmek istiyor ama kendimi silkeleyip ders çalışmaya gitmem gerek .




 Jamie McGuire Tatlı Bela'dan sonra bizi hiç hayal kırıklığına uğratmadan harika bir kitap olan Araf ile karşımızda!  Yazarımız birbirinden oldukça farklı huylara sahip erkek karakterleri bize sevdirmeyi başarıyor. 

 Tatlı Bela'yı okuyup Travis gibi asi birini bekleyenler çok şaşıracaklar. Hayal kırıklığına uğrayacaklar demiyorum çünkü "Travis Travis !" diye bağıranların hepsi bu kitaptan sonra Jared diye deli divane olacaklar.

 Daha önce hiç meleklerle ilgili bir kitap okumamıştım. Bunun sebebi arkadaşımın elinde gördüğüm Fısıltı adlı Alacakaranlık'ın kopyalanıp melek versiyonuna dönüştürülmüş kitabı görmemdi .Haliyle bir önyargı oluştu bende. Araf'tan sonra meleklerle ilgili kitaplara bakış açık değişti :D

 Yazarımız Tatlı Bela'da gördüğümüz üzere konuyu üniversiteli bir kızın etrafında oluşturmuş. Tabi  Bu üniversiteli kızımın kendisinin bile bilmediği tehlikeli bir hayata sahip. Ne diyorsun diyenler için gidin kitabı okuyun . SPOİLER YOK :D

PUANIM:


 Herkese merhaba! Uzun bir aradan sonra yeni bir kitap alışverişi videosuyla karşınızdayım :D Video çekmeyi çok seviyorum ama kitap alışverişi videosu çekmek bambaşka. Konuşurken kendimi kaybediyorum :D

 Bu arada videonun sonundaki sorularıma cevap verirseniz çok mutlu olurum. Çünkü ne yapacağım konusunda bir fikrim yok ama bir şeyler de yapmak istiyorum :(

 İyi seyirler :)


 Okulda teneffüslerde ara ara okurum diye yanımda götürmüştüm. O kadar sardı ki derslerde gizlice okudum.  Bu tempoda giderse Araf beni kendine hayran bırakacak!



Çekilişi kazanan kişiye mesaj attım. Umarım bir an önce döner ve  kitabı gönderirim :)



 Kiler indiriminden iki tane Julie Garwood kitabı almıştım. İlk olarak Ateş ve Buzu okumuştum ve beğenmediğim için büyük hayal kırıklığına uğramıştım. O yüzden aldığım ikinci Julie Garwood  kitabına elim bir türlü gitmiyordu. 

 En sonunda kendime bu böyle olmaz, al oku da ikilemden kurtul dedim. Ve iki kitap arasında dağlar kadar fark olduğunu fark ettim. Ateş ve Buzu ne kadar beğenmediysem Baharı Beklerkeni de bir o kadar beğendim. 

 Bunun en büyük sebebi Baharı Beklerken sunduğu şeyi veriyordu. Yani aşk! Hatta fazlasıyla vardı.Bunun yanında polisiye macera konusunu da gayet başarılı bir şekilde harmanlamış. Bir yandan doya doya aşk kitabı okurken bir yandan da polisiye kitabın heyacanına katılıyorsunuz.

 Kitabı alacak olanlara tavsiye sakın gidip de kitabın arkasını okumayın. Şimdi göz attım da arka kapak yazısı bildiğin kitap özeti çıkarmış! İyi ki kitapların arka kapak yazısını okumuyormuşum dedirtti.

 Karakterlerin özellikleri çok iyi bir şekilde aktarılmış ve kitaptaki karakterler basit bir tip izlenimi uyandırmıyor. Bu durum kitaba kendimi kaptırmamda çok önemli bir unsur oldu.

 Benim gibi günümüz aşk kitabı sevmeyen birinin bile bayılarak kendini okutturdu bu kitabımız. Kitabı okurken işte bizim tanıdığımız Julie Garwood bu diye bağırasım geldi  :D

PUANIM:

Kitabı Okurken Dinlediğim Müzik:
Uzun zamandır kitabı okulda teneffüs aralarında falan okuduğum için müzik dinleyerek okuyamıyordum .Sonunda bu kitapta müzik dinleyerek de okuyabildim :D

( Kendisi aynı zamanda bu aralar taktığım şarkıdır :D )



 Birçok aksilik yaşadıktan sonra sonunda videoyu yayınlayabildim. Lütfen video ile ilgili görüşlerinizi belirtin :)
 İyi Seyirler :)



 Prenses Cleoina taht için kaçıncı sırada? 
Prenses Cleoina “Cleo” Aurora Bellos, Kral Corvin’in en küçük kızı ve güneşli Auranos tahtı için sıradaki ikinci veliaht. Ateş ve hava tanrıçası, Cleiona’dan esinlenilerek adlandırılmıştır. Sevimli görünmek ve
 kibar olmaktan başka hiçbir görevi olmadan, fazlasıyla şımartılarak yetiştirilmişti ve kimsenin öğrenmemesini umduğu, karanlık bir sırrı vardı.

 
Kral Gaius Damora’nın takma adı nedir? 
Kral Gaius Damora siyah granitten kalesinde, Limeros’u demir bir yumrukla yönetiyordu; acımasız bir yürek, buzlarla kaplı bir tabiat gibi soğuk. Saltanatı ona Kanlı Kral (King of Blood) ünvanını kazandırmıştı, ama ona sorarsanız o, kendisini karısı Kraliçe Althea ve iki sevgili çocuğuna her zaman sahip çıkan, sıcak kalpli bir baba olarak görüyordu.
Tavrına örnek olarak Bölüm 14’te syf 186 da son paragraf var.

 
Morgan Rhodes’un Yıkıllan Krallıkları yazarken esinlendiği film hangisi? 
Bu kitabı yazarken bir karakter üzerine yoğunlaşarak onun hikayesini anlatmak yerine, daha büyük bir kanvasta çalışmak ve farklı topraklar, kendi sorunları ve planları olan farklı karakterler üzerinden ilerlemek istedim. 
İlham kaynağı olarak… hayatım boyunca okuduğum her kitap sanırım bir miktar etkiledi. Fantastik türü her zaman sevmişimdir. Legend, Willow, Yüzüklerin Efendisi üçlemesi ve daha yakın tarihten HBO’nun Taht Oyunları dizisi isim verebileceğim birkaç tanesi

Reis Basilius’un aradığı neydi? 
Reis Bailius Paelsia’nın lideri; herhangi bir tanrıya ya da tanrıçaya tapınmayan bir ülkenin. Onun yerine halkından biri olduğunu iddia eden, ancak korunaklı yerleşkesinde yaşayan bir adama tapıyorlardı. 
Basilius kendini büyücü olarak adlandırıyordu ve Paelsialıların büyük bir kısmı da ona inanıyordu. Zamanının büyük bir kısmını elementia’nın kaynağı olan, bin yıldır kayıp Kindred’i bulmak için meditasyonla geçiriyordu.

 
Lucia’nın sakladığı sır nedir? 
Lucia hakkında gizli bir kehanet vardı; çok güçlü, doğaüstü bir yetenek


En güçlü krallık hangisi
Auranos, Limeros ya da Paelsia birbirinden tamamen farklı üç krallıktı. Birlikte Mitika’yı oluşturuyorlar. Mitika, İngiltere boyutunda bir kıtaydı. Bu üç krallıktan ikisinin lanetlenmiş olması da işleri bir hayli karıştırıyordu. Bu krallıkları yöneten üç liderin de ilgilendiği iki şey vardı; güç ve hayatta kalma arzusu. 
Sonuç olarak Mitika’da siyah ve beyaz gibi net renkler yoktu, sadece oldukça geniş bir gri palet vardı. Bazıları daha koyu griyken, bazıları daha açık griyd
i.

Limerosluların taptığı Tanrıça’nın adı nedir?
Limeros, Mitika’nın kuzeyinde yer alan krallık, yıllar içerisinde ciddi bir mevsim değişikliği yaşamıştır: Bitmek bilmeyen bir kış ve sadece ılık birkaç haftadan oluşan bir bahar. Bu zorluklardan dolayı Limeroslular inançlarına oldukça bağlıydı. Valoria adlı Tanrıça’ya inanıyorlardı; suyun ve toprağın tanrıçası ve Limerosluların bağlı olduğu güç, inanç ve bilgeliği tam olarak temsil ediyordu


Jonas Wildlands(kitapta nasıl) ormanına ne için gidiyordu? 
Paelsia’nın kurak topraklarında yetişmiş on yedi yaşındaki Jonas Agallon, bir şarap satıcısının en genç oğluydu. İki krallığı ayıran topraklardan, korumaları geçerek Auranos’un verimli topraklarında, zenginlerden çalmayı öğrenmişti. Arkadaşları ve kadınlar arasında pek seviliyordu. Geceleri uzun ve soğuk olabilirdi, ama asla yalnız değildi. Jonas kaderin yeterince motive edildiğinde kontrol edilebileceğine inanıyordu ve trajedi gelip de onu bulduğunda tam bir savaşçı olduğunu fark eder.

 Auranos Kalesi neyden yapılmıştı? 
Auranos ismi Latince altın kelimesinden, aureus, esinlenilmiştir. Mitika’nın refah içerisindeki bu ülkesi güneyde yer alıyor. Kale krallığın ortasında, duvarlarla çevrili saray şehri, Altın Şehir’de yer alıyor. Kale güneş altında parıldayan, değerli bir metalden yapılmıştır.

 
Magnus’un isminin anlamı nedir? 
Kral Gaius’un oğlu Prens Magnus Lukas Damora, buzlu krallık Limeros’un veliahtıdır. Birçokları Magnus’un aynen yakışıklı fakat zalim, sadist babası gibi olduğunu sanmaktaydı, ne de olsa ikisi dış görüntüde fazlasıyla birbirine benziyordu. 
Magnus’un ismi büyük kelimesinin Latince’sinden gelmektedir. Babası Prens Magnus’tan büyük şeyler beklemekteydi, tabii ki bu büyük şeyler kendi planlarına uyduğu sürece.



 Ateş ve Buz'u sevememiştim. O yüzden bu kitaba başlarken tereddütlüyüm. Çünkü Zaten günümüz aşk kitaplarını kolay kolay sevemiyorum. Benim günümüz aşk romanını sevebilmem için güçlü bir konusu olmalı. 

 Umarım Julie Garwood bu kitabıyla beni hayal kırıklığına uğratmaz.

 Siz bu kitabı okudunuz mu? Julie Garwood hakkında ne düşünüyorsunuz ?


 Kitabın kapağını açar açmaz bambaşka bir dünyaya sürüklendim ve kitap bitene kadar gerçek hayattan koptum. Elimden bir türlü bırakamadım. Ben nereye gittiysem Yıkılan Krallıkları da götürdüm.

 Yazarın hayal gücüne hayran kaldım. Harika bir hayal gücü var ve bu hayal gücünü kağıda dökmekte çok başarılı. Morgan Rhodes biz okurları götürdüğü dünyada her şey farklı ama kitabı okurken hiçbir zorluk yaşamadım. Ayrıca bu tarzda yazılan birçok kitap gibi ağır ağır da ilerlemiyor. Okurken bir sonraki sayfayı çevirip neler olacağını öğrenmek için can attım.

 Yıkılan Krallıklarda üç krallığın mücadelelerini görüyoruz. Kitap her ne kadar fantastik olsa da devletlerin arasındaki diyaloglar oldukça akla yatkın ve günümüzdeki devletlerde bile görebileceğimiz bir şekilde işlenmiş. Bu da kitaba daha çabuk adapte olmamızı sağlıyor.

   Kapak ise tek kelimeyle MÜKEMMEL! Bu kapağa kötü diyecek insanoğlu yoktur herhalde :D

 Sonuç olarak Yıkılan Krallıklar bayılarak okuduğum ve gözüm kapalı önerebileceğim bir kitap :)

PUANIM:




  Herkese merhaba! Bu turumuzda DEX'ten çıkan Yıkılan Krallıklar adlı kitabı inceleyeceğiz.

 Turumuza bu güzel kitabı kazanmak için çekilişe katılmakla başlayalım :)

a Rafflecopter giveaway


 Ülkemizde çıkmadan önce yurt dışında bolca ses getirdiği için bende kapağını görüp merak etmiştim. Bildiğiniz gibi uzun süredir arka kapak yazılarını okumuyorum. Umutsuza da arka kapak yazısını okumadan başladım. Ben fantastik bir kitap bekliyordum Neden öyle bir beklenti içine girdim bilmiyorum :D ). Ama Kitap fantastik değil.

 Beklentilerimin kat kat üstüne çıkan bir kitap olduğunu başta belirteyim. Ben kitabın sadece hoş okunabilir akıcı olmasını beklerken bir baktım Umutsuz favori kitaplarımın arasında kendine yer kapmış.

 Kitabımızın konusuna gelecek olursak Sky (başkahraman) oldukça tuhaf olan üvey annesiyle birlikte yaşamaktadır. Sky birgün markette Dean( kitabımınız taşı) ile karşılaşır ve Sky'ın bir anda tepetaklak olur. Dean ile tanışan Sky geçmişini sorgulamaya başlar.

 Yazar Sky'ın düşüncelerini, acılarını çok güzel bir biçimde kaleme almış. Bu kitabı okuyup da duygulanmayan insan evladı var mıdır bilmiyorum. Yazar size duygu seli yaşatıyor.  Hele o kitabın sonlarına doğru içim parçalandı. O kadar üzüldüm ki bir anda kendimi dünyada bu olayları yaşamış kaç kişi vardır diye düşünürken buldum.

 Gözüm kapalı tavsiye edeceğim bir kitap. Serinin ikinci kitabını sabırsızlıkla bekleyeceğim :)

PUANIM: