Aslında üzerinde çok yazılıp çizilen kitapları okumaktan kaçınırım. Bu sebepten dolayı normalde Obsidiyen'i okumazdım ama Obsidiyen ile ilgili bir yorumla karşılaştığımda hep "Öküz" yazısını görüyordum. Yahu nedir bu öküz olayı?  Yorumlar da abartı gelmişti . Herkes bu kitaba ayılıp bayılıyor. Bir beğenmeyen de çıkmaz mı ?  Neyse ben bu merakla kitap fuarında gittim bu kitaba yapıştım . Ama fazla bir beklenti içine de girmedim. Çünkü herkes bu kitabı övdü ya bende kesin bir eksiği vardır diyerek okurken kusur arayacağım. Okurken beklediğim gibi bir kusur yakalamadım. Hatta evde öküz deyip sırıtan manyak bir insana dönüştüm. Anlayacağınız gibi bende Daemon aşkına tutulanlardan oldum.

 Okurken sık sık kahkahalara boğuldum. Eğer otobüste falan okumaya başlasaydım kesin deli damgasını yerdim. Evde de annemin tuhaf bakışlarına maruz kaldım. O kadar eğlenceliydi ki kitabın nasıl ilerlediğin anlayamadım. Bir baktım ki kitabı yarılamışım. Sonra çabuk bitmesin diye yavaş okuma kararı aldım ama dayanamayıp bitirdim.

 Katy ve Daemon arsındaki uyum mükemmeldi. Biraz Daemon'dan bahsetmek istiyorum (zaten bu kitabı okuyup Daemon hakkında bir şey söylememek için deli olmak lazım). Bir karakter nasıl hem mükemmel hemde bu kadar sinir bozucu olur anlamıyorum. Öküz sıfatı birine bu kadar mı yakışır!

 Kesinlikle beklediğimden kat kat güzeldi. Kitabın sonundaki tanıtımda yazarın Melez Sözleşmesi adında başka bir serisinin daha bulunduğunu öğrendim. Lux serisinin ikinci kitabı çıkana kadar o seriyi de okumayı düşünüyorum.

Eğer hala okumadıysanız elinizdeki kitabı bırakın ve en yakındaki kitapçıya koşup Obsidiyen'i alın. Emin olun pişman olmayacaksınız.

PUANIM:



 Tek kelimeyle harika bir kitaptı. Bir türlü elimden bırakamadım. İki kitap birbirinden farklı olsa da okurken aklıma sık sık Kış Bahçesi geldi. Ayrıca bu kitap keşke bitmeseydi dediğim nadir kitaplardan biriydi.

 Janusz, II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla ardından karısını ve oğlunu bırakarak savaşmaya gider.Aradan altı yıl geçtikten sonra Janusz karısı Silvana ve oğlu Aurek'i İngiltere'ye  çağırır. Bunun üzerine Silvana oğlunu da yanına alarak bir gemiye biner ve İngiltere'ye giderler. Silvana'nın tek isteği oğlunun bir babayla büyümesidir. Ama bir çatı altında olmaları zor olacaktır çünkü artık ikisi de aynı insanlar değillerdir. 

  İlk başta sadece savaş sonrasını anlatacağını zannedip üzülmüştüm .Sandığım gibi çıkmadı. Ara ara karakterlerin savaşta yaşadıklarının anlatılması çok hoşuma gitti .Savaş zamanındaki kesitleri okudukça  meraklandım. Sadece olay örgüsüne dikkat ederek okunursa akıcı bir kitap olduğu düşünülebilir ama karakterlerin psikolojik durumlarına dikkat ederek okursanız kitap bambaşka bir boyut kazanıyor.

 Amanda Hodgkinson ihaneti, anne sevgisini, aşkı ve bağlılığı çok güzel bir şekilde harmanlayıp  önümüze sunuyor. Aradan onca zaman geçmesine rağmen bir araya gelip bir aile kurmaya çalışmaları çok güzeldi. Ama ne Janusz ne de Silvana birbirlerine karşı dürüst değildi. Savaşta yaşadıklarını birbirlerinden gizlemeleri aralarında bir uçurum oluşturuyordu.

Kitabı bitirdikten sonra içimi bir hüzün kapladı.Zaten kitabın sonlarına doğru dokunsalar ağlayacak hale geldim. Olayları sanki Silvana ve Janusz ile birlikte yaşıyormuş gibi hissettim. Bol dram yüklü kitabı gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Özellikle Kış Bahçesi'ni sevenler bu kitaba bayılacaklar.

Tanıtım Videosu:




PUANIM:



 Her savaş bir kaybediştir...
 Kimi sevdiğini, kimiyse benliğini kaybeder...

 Silvana ve Janusz, yeni evli bir çifttir ve bu mutlu evliliklerini bir bebekle taçlandırmışlardır. Ancak II. Dünya Savaşının başlayıp Varşova sınırlarına kadar ulaşmasıyla, o huzurlu günler de geride kalır. Janusz, ülkesini savunmak için Polonya birliklerine katılırken, Silvanaya da küçük oğlunu korumak adına tüm zorluklarla mücadele etmek düşer.

 Aradan geçen kâbus dolu altı yılın ardından Silvana, sekiz yaşındaki oğlu Aurek ile birlikte bir deniz yolculuğuna çıkar. Janusz, onların Polonyadan İngiltereye gelmelerini istemiştir. Artık barışın hüküm sürdüğü topraklarda yeniden bir arada olacaklardır. Bir aile hayali ise Silvananın biricik oğlu Aurek için gerçekleştirmek istediği tek şeydir.

 Fakat ne Silvana ne de Janusz, eskiden oldukları kişilerdir artık. Mutlu bir aile tablosu çizmeye çalıştıkları her an, beraberinde getirdikleri sırların ağına takıldıklarının farkındadırlar. Ya umuda yelken açıp bu sır ağından birlikte kurtulacaklardır ya da onun kendilerini dibe çekmesine göz yumacaklardır. 

 İhanetin, sevginin, şefkatin ve annelik duygusunun birlikte harmanlandığı yürek burkan bir roman... -22- Britanya Yolu, savaş sancısıyla dağılan bir ailenin toparlanış öyküsünü etkileyici bir dille anlatıyor.

 "Anne ve çocuk arasındaki o kopmaz bağı konu alan bu romanı kolay kolay unutamayacaksınız." The New York Times Book Review




Herkese merhaba,

Biz Konuşan Kitaplar ailesi olarak bir dahaki blogtur çekilişimiz için bir yenilik düşündük. Çekiliş kitaplarından birini size bir yarışma yaparak vermeye karar verdik.

Bu yarışma şöyle olacak:

Siz bizim en son blogturunu yaptığımız kitaptan alıntıları sayfalarını belirterek gerekli notun altına paylaşacaksınız Ve en çok beğeni alan alıntı sahibi kitabımızı kazanmış olacak.

Peki, aynı alıntılar olursa ne olur derseniz?? Aynı alıntıların ilk önce yazılanı kabul edeceğiz ve diğerini sileceğiz. Sildiğimiz kişiye bunu belirterek yeni bir alıntı isteyeceğiz kendilerinden.

Yalnız ilk önce yazan derken, doğru bir şekilde ve istediğimiz formatta yazan demek istiyoruz =)


Ör: "Daha yukarı Merit! Hadi yap şu figürü. Evet, daha iyi."  (sayfa 11)

-güzel bir alıntı yapmıyorum, zira aynısını kullanmak isteyen olursa olmazdı =D


Bu kadar… Eğer bir sorunuz ya da kafanızı karıştıran bir yer varsa sormaktan çekinmeyin ;)

Teşekkürler...

 Not: Alıntılarınızda sayfa numarası belirtmek zorunludur...


 Olay örgüsü 1900'lü yıllarda geçen kitapları pek sevmem. Çünkü yakın tarih pek ilgimi çekmiyor. Benim okuyabildiğim kitaplar ya 1800 ve öncesinde ya da günümüzde geçecek. Beklediğim Sendin'in konusu da 1937'de geçince elim kitaba pek varmadı.Kitaplığımda birkaç gün durduktan sonra kapağın güzelliğine dayanamayıp okumaya başladım. Kesinlikle korktuğum gibi geçtiği yılların olaylarına boğan bir kitap olmadı. O dönemi bilmeyenler için yeterli miktarda bilgi  barındırıyordu o kadar. 

 Kitabın adını ilk duyduğumda içinde bol miktarda aşk barından bir kitap olduğunu düşünmüştüm ama içinde aşk barındırsa da beklediğim kadar çok yoktu. Peki bu beni rahatsız etti mi ? Hayır. Çoğu kitabın benzerini bulabildiğimiz günümüzde böyle farklı bir anlatıma sahip bir kitap okumak iyi geldi.  Kitabı güzel kılan en büyük etkenin de anlatımı olduğunu düşünüyorum.  İlk yarısında biraz sıkıldığımı  itiraf etmeliyim. Tabi bu böyle devam etmedi. 250. sayfadan sonra elimden bırakamadım. Gece üçe kadar oturup okudum.

Beklediğim Sendin'in  film olacak olması beni çok sevindirdi. Normalde kitapların film olmasına karşıyım. Çünkü kitaptan uyarlama filmlerin çoğu hayal kırıklığı oluyor. Ama Beklediğim Sendin'i izlemek için sabırsızlanıyorum. Güzel bir film olacağı konusunda umutluyum.



PUANIM:



 Staj yeri ayarlama telaşı olmasaydı şimdiye bitirmiştim ama bu telaş yüzünden yarısına gelebildim.  Kitabı okuduğum süre boyunca pembe fosforlu kalemim hep yanımdaydı. Pembe kalemimle altını çizdiğim yerler ise;

 "Söylemeye çalıştığım şu: Hangi özelliğinizle gurur duyduğunuza dikkat edin, çünkü dünya, onu size karşı kullanmak için her şeyi yapacaktır."

 "Sersemlemekte bir sürpriz faktörü vardır ve sersemlemiş bir kız neler olacağını bilemez. Muhteşem bir şeyin olacağını, her an olabileceğini bilir, gizem ve beklentinin bir araya gelmesiyle aptala döner."

" Vazgeçilmez amaçların ve edebi hakikati aramanın genç ve yüce gönüllüler için tartışılmaz bir çekiciliği vardır, ama bir insan basit ve dünyevi şeylerden - kapı önünde içilen sigaradan veya banyoda yenen zencefilli kurabiyeden - zevk alma yeteneğini kaybettiğinde kendini muhtemelen gereksiz bir tehlikeye atıyordur."


Herkese merhaba! The Reading Lady  ve Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi beni Liebster Blog Award adındaki bir ödüle aday göstermişler. İkisine de burada çok teşekkür ediyorum :) Bu ödüle aday gösterilenlerin yapması gereken birkaç şey var. The Reading Lady anlatmış .Hemen onun blogundan bir alıntı yapıyorum.

"Birazcık bu Liebster Blog Award hakkında bilgi vereyim. Bu ödül benim de anladığım kadarıyla yeni ya da henüz duyulmamış ama sevilen favori bloglarınızı aday gösterdiğiniz bir sistemle işliyor. Liebster'da zaten Almanca favori demekmiş. Yani Favorite Book Blog Award diye de çevirebiliriz sanırım. 

Bu ödül için bazı kurallar koymuşlar. Beni aday gösteren blog sahibesinin sorduğu 11 soruya cevap vereceğim, kendimle ilgili 11 şey açıklayacağım ve izleyici sayısı 200'den az 11 bloga 11 soru soracağım. (Bunu yaparken bizi aday gösteren bloga da teşekkür etmek şart :) )"

Ben iki blog sahibesi tarafından bu ödüle aday gösterildiğim için ikisinin sorduğu sorulara da cevap vereceğim ama öncelikle kendimle ilgili söyleyeceğim 11 maddeyi yazayım.

 Benimle İlgili 11 madde:
1.Kitap okumak benim için her zaman önemli bir ihtiyaç olmuştur. Uzun süre kitap okuyamadığımda kendimi 2.Tatlı yiyeceklerden ve turuncudan nefret ederim.
3.Hiç maharetli değilim ama okuduğum bölüm yüzünden her zaman ya dikiş nakışla ya da boyama ile uğramak zorundayım.
4.Makyaj hastasıyım. Özellikle ojeler konusunda saplantılı biriyim. 
5.Aşırı dağınık biriyim ve bunu seviyorum. Düzenli ortamda rahatsız olurum. 
6. Hayvan gibi yemek yememe rağmen bugüne kadar 44 kiloyu geçemedim :(
7.En büyük hayalim bir gün Rusya'ya gitmek.
8.Etrafımdaki herkese kitap okumayı aşılamaya çalışıyorum.
9.Bitkileri sevmem ama doğanın tahrip edilmesine katlanamam.
10.Kalem tutkum yüzünden kırtasiyeye girmeye korkuyorum. 
11.Dişçilere fobim var. Bir dişçiyi görmem bile elimin ayağımın titremesine sebep oluyor :(

 The Reading Lady'nin Sorduğu Sorular:

1.Nerelisin?
Adanalıyım.

2.Yaş kaç?
16 :)

3. Blogunun adı nereden geliyor ?
Kitaplara olan duygumu yansıtıyor.

4.En sevdiğin kitap ?
Gece Avcısı Serisi'nin ilk dört kitabı.

5.En sevdiğin yazar?
Karen Marie Moning

6.Okumaktan en çok hoşlandığın tür?
Fantastik

7.Hobilerin nelerdir?(okumak dışında )
Bu soru sayesinde okumaktan başka yaptığım tek şeyin ders çalışmak olduğunun farkına vardım :D

8.Blogunu yazmaya neden karar verdin ?
Okuduğum kitap hakkındaki düşüncelerimi paylaşma ihtiyacından dolayı açtım. Kitap okumayı sevmeyen insanlar yzlerine çığlık atılarak bir kitabın harika olmasından bahsedilmesini sevmiyorlar da =)

9.En çok etkilendiğin roman karakteri kim ? Neden ?
Aklıma ilk gelen Gece Avcısı Serisi'ndeki Ian karakteri oldu. Seride sık gözükmese de sinsi ve kurnaz olmasına bayılıyorum ♥

10.En sevdiğin aktör?
Johnny Depp

11. Sorulara cevap verirken sıkıldın mı? (Sıkıldıysan kusura bakma :))
 Hayır. Aksine çok eğlendim :)


Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi ise bu soruları sormuş:

1.Okuyor musun ?
Evet.

2.En sevdiğin tarihi aşk romanı kitabı?
Judith McNaught Düşler Krallığı

3.En sevdiğin Paranormal Kitap ve/veya seri?
Gece Avcısı Serisi


4.En sevdiğin Polisiye Kitap/Seri?
Tess Gerritsen - İkiz Bedenler


5.Yapmak istediğin iş? Aslında yapacağın iş? veya aslında yaptığın iş?
 Çocuk gelişimi okuduğum için anaokulu öğretmeni olacağım.


6.Boş vakitlerinde neler yaparsın?
Uyurum :)


7.Blog yazmaya nasıl başladın? Neden başladın?
Okuduğum kitaplar hakkında birileriyle sohbet etme ihtiyacı duyuyordum  ama çevremdeki insanlar benim okuduğum türde kitaplar okumuyordu. Bende blog açıp kitaplar hakkındaki düşüncelerimi burada paylaşmaya karar verdim.


8.Evcil hayvanın var mı?
Bir köpeğim var.


9.Yaşadığın şehir neresi?
Adana


10.En son katıldığın Kitap Fuar organizasyonu neydi? Ne zamandı?
Birkaç gün önce kitap fuarına katıldım.

11. Bloğumu takip ediyor musun :( Etmiyorsan beni çok üzüyorsun? :)
Takip ediyorum :)

 Benim aday gösterdiklerimin cevaplayacağı sorular ise ;
1.En sevdiğin yazar kim ?
2. En başarılı bulduğun yayınevi hangisi ?
3. Fobin var mı ? Varsa nedir ?
4. Bu güne kadar okuduğun kitaplar içerisinde en çok hangi karakterden nefret ettin ?
5.Bir insanda katlanamadığın bir özellik var mı ? Varsa Nedir ?
6.Kitap alırken kapağını da göz önünde bulundurur musun ?
7. En sevdiğin mevsim nedir ? 
8. Kendini bir hayvan olarak tanımlayacak olsaydın bu hayvan ne olurdu ? Neden bu hayvan ?
9. Adını duyduğunda bile yüzünün ekşimesine neden olacak bir kitap var mı ? Varsa hangi kitap ?
10. Ölmeden önce yapmak istediğin 4 şey nedir ?
11.Bir karakter ile sohbet edecek olsaydın bu hangi karakter oldurdu ? Ona ne sorardın?

Vee Aday gösterdiğim Bloglar:
1.Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
2.The Reading Lady
3.Kördüğüm Hayaller
4.Kitab-ı Sevda
5.Yorum Ustası
6.Kitap Tutkusu
7.Kitap Sayfaları
8.Bir Kitapseverin Günlüğü
9.Kitap Esintisi
10.Yorumbaz
11.Kitap Kumbaram

 Aslında derslerimin yoğunluğundan dolayı fuara gidemeyeceğimi düşünürken bir günde üç kere gittim. Merak ettiğim kitaplar haricinde bir şey almamaya özen gösterdim. Zaten öyle aşırı indirim de yoktu.Netten aynı indirimle kitap alabilirsiniz. Yine de fuarda alışveriş yapmayı çok seviyorum.  Normalde kitap alışverişini sitelerden yapan biri olarak fuardaki kitaplara dokunmak bana büyük mutluluk veriyor.


  
 Obsidiyen benim bu aralar en merak ettiğim kitap oldu. Sonunda okuyabileceğim için çok mutluyum :) Karanlığın Kızı ise ikinci kitabı bende mevcut olan bir serinin ilk kitabı. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oldum =)



  Epsilon Yayınlarından aldığım tek kitap İntikam Ateşi oldu. Epsilon bu seriyi Artemise kaptırmakla büyük hata etti. Nasıl olsa bundan sonraki kitapları Artemis Yayınları çıkaracak son bir kez kaliteli baskıyla okuyayım dedim :(



 Ephesus Yayınları bu fuarda favorimdi. Görevliler çok samimi ve bilgililerdi. Bu çok hoşuma gitti. Bazı görevliler oluyor soruyorsun bir şey bilmiyor. Hele o Etrafa ters ters bakan görevliler yok mu! Bunların hiçbirini Ephesus Yayınlarının görevlileriyle yaşamadım. 



 Ayrıca Ephesus Yayınlarından alığım kitapların içine çok güzel ayraçlar koymuşlar :)



 Renkli Kitap blogunda Drakula'nın çizgi romanını gördüğümde çok merak etmiştim. Biraz karıştırdıktan sonra almaya karar verdim.  Eğer bunu okuyabilirsem çizgi roman okumaya başlayacağım.




 Son olarak bir öğrencinin olmazsa olmazı olan test kitaplarından aldım. 

Sizin fuarla ilgili düşünceniz nedir ?


Gece Isırıkları'nı kazanan üç şanslı kişi;

İlayda Yasemin Sarıbaylar

Büşra Beserek

Kübra

Kazananları tebrik ederim :)

Kitap seçimlerinde kapağa çok önem veren biri olarak Beklediğim Sensin'in kapağına bayıldım. Zaten Ephesus Yayınları bu konuda oldukça başarılı.Okumak ve yorumlamak için sabırsızlanıyorum. Ayrıca 2011 yılının  en iyi 10 romanı arasında gösterilen Beklediğim Sensin 'in film hakkı satın alınmış.

Tanıtım Yazısı:

Yirmi beş yaşındaki Kate Kontent 1937 yılının son gecesini oda arkadaşıyla beraber Greenwich Villagedaki ikinci sınıf bir caz kulübünde geçirmektedir ve ikisi, ceplerindeki toplam üç doları mümkün olduğunca idareli kullanmak zorundadırlar. Masmavi gözlere ve etkileyici bir gülüşe sahip yakışıklı bankacı Tinker Grey kulübe gelir ve yanlarındaki masaya oturur. Bu tesadüfi tanışma ve şaşırtıcı sonuçları, Kateyyi Wall Street firmasının sekreter odasından New York sosyetesinin üst basamaklarına ve Condé Nastın yönetici ofislerine; kıvrak zekâsı ve kendine özgü soğukkanlılığından başka dayanak bulamayacağı seçkin ortamlara taşıyan bir yıllık yolculuğun başlangıcı olur.

"Mükemmel! Zekice, nüktedan ve büyüleyici."
David Nicholls

"Büyük Buhran döneminde Manhattanda mücadele etmek ve hayatta kalabilmek üzerine yazılmış, ilgiyi hak eden, çok başarılı bir ilk roman…"
Wall Street Journal
"Bu hareketli dönem hikâyesiyle Towles filmlerden aşina olduğumuz siyah-beyaz Manhattanı, garip komiklikleri, kadın-erkek arkadaşlıkları ve romantik fesatlıklarıyla yeniden canlandırıyor. Towlesun karakterleri karışık bir dönemde yaşayan, kendilerine gerçek yaşamlar kurmaya çalışan genç Amerikalılar."
The New York Times

"En ilginç olan, Towlesun hikâyeyi anlatma, günümüz kültüründe nadiren tasvir edilen bir yeri ve zamanı resmetme şekli. Erkek yazarın, bir kadının ağzından anlatılan öyküye bu kadar hâkim olması da etkileyici."
USA Today

"İçinde kaybolmanın çok kolay olduğu, büyüleyici bir hikâye."
The Observer

"Belli ki yazar, kitapta anlattığı seçkin yaşamlara sahip, hayat dolu ve bazen pervasız karakterleri çok iyi tanıyor."
People

"Tarz sahibi."
The Boston Globe

"Olağanüstü bir ilk kitap..."
Publishers Weekly

"Yazar zarif ve güçlü bir anlatıma sahip."
Kirkus Reviews

"Elden bırakmanın mümkün olmadığı bir roman."
O, The Oprah Magazine

 Gece Isırıkları'nı incelediğimiz blog turumuzun ikinci gününde herkese merhaba! Blogumda kitap yorumumu okuyabilir ve çekilişe katılabilirsiniz. Yazarla söyleşi, alıntılar ve daha fazlası için diğer blogları ziyaret etmeyi unutmayın :)

 YORUM:
Julie Kenner, Merit'e aşık olduğunu belirtmiş. Bu konuda yalnız değil. Daha ilk kitabı okurken Merit'e bağlandım.  Tek hatası Ethan gibi birine aşık olması. Adam resmen dengesizin teki. Bir gel yamacıma diyor bir git şu vampirle oynaş diyor.  

 Kesinlikle ilk kitaba göre daha hareketliydi ama aksiyon sevenleri tatmin edecek kadar hareket yoktu. Merit bu kitapta Ethan'ın oyuncağı olup çıkıyor. Tamam o senin efendin anladık da özgür irade denen bir şey var.  Her ne kadar sinir olsam da karakterlerin alışık olduğumuzdan farklı olması hoşuma gidiyor. Belki de buna alışamadım. Merit, Ethan yüzünden pek de sevmediği ailesiyle sıkı fıkı olmak zorunda kalıyor.Tabi kızımız bir şey demiyor. Evet. Merit- Ethan ilişkisi benim sinirimi çok bozdu. Bu kadar güçlü bir kızın gidip böyle pasif bir adama aşık olması pek hoş bir aşk hikayesi değil. Ethan'ın kendisine ihanet edenlere karşı oldukça pasif tutumu vardı.

  İlk kitapta yaşanan olaylardan sonra insanların vampirlere karşı cephe alması beklenirken insanlar vampir hayranı olup çıkıyor. Vampirler Hollywood yıldızı gibi paparaziler tarafından takip ediliyor. Ama bu paparazilerin arasında vampirlerden hoşlanmayanlar ve onların kirli sırlarını ortaya dökmek isteyenler de var. 

  Gece Isırıkları akıcı bir anlatıma sahip olsa da heyecandan yoksundu. Aksiyonun olduğu bölümlerde bile tam anlamıyla kendimi kaptıramadım. Tabi birde kitabın bittiği bölüm var. Yazar kitabı bir bilinmezlikle sonuçlandırmış. Hani izlediğiniz dizi heyecanlı bir yerinde biter ve siz diğer haftayı dört gözle beklersiniz ya   işte yazar her ne kadar bu duyguyu vermeye çalışsa da bende pek bir etkisi olmadı. Genel olarak eğlenceli bir kitap ama fazla bir şey beklemek hayal kırıklığı yaratabilir.


PUANIM:



Ve çekilişin bitmesine çok kısa bir süre kaldı. 

a Rafflecopter giveaway




İşte tur takvimimiz;
12 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)
Yazar Tanıtımı -http://asabibakire.blogspot.com/
Kitap Tanıtımı - http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/
Ön Okuma  http://kordugumhayaller.blogspot.com/
Kitap Trailer –  http://kordugumhayaller.blogspot.com/

13 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)
Alıntılar http://kitapsayfalarii.blogspot.com/ ve http://kahvekokulukitap.blogspot.com/
Yazar Söyleşi -http://tugceninkitapligi.com/
Kitap Çekilişi – http://kitapasigi.blogspot.com/
Kitap Yorumu -8 Blog birden
Başka Bloglarda Neler Yazılmış -http://kitaptelvesi.blogspot.com/ 

*8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…


İşte tur takvimimiz;
12 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)
Yazar Tanıtımı -http://asabibakire.blogspot.com/
Kitap Tanıtımı - http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/
Ön Okuma  http://kordugumhayaller.blogspot.com/
Kitap Trailer –  http://kordugumhayaller.blogspot.com/
13 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)
Alıntılar http://kitapsayfalarii.blogspot.com/ ve http://kahvekokulukitap.blogspot.com/
Yazar Söyleşi -http://tugceninkitapligi.com/
Kitap Çekilişi – http://kitapasigi.blogspot.com/
Kitap Yorumu -8 Blog birden
Başka Bloglarda Neler Yazılmış -http://kitaptelvesi.blogspot.com/ 

*8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

 Aslında artık vampir serilerine kolay kolay yaklaşmıyorum. Çünkü bir konunun tuttuğunu anlayan yazarlar - veya yazar olmaya çalışanlar- hemen o konunun üzerine çullanıyorlar. Haliyle birçok hayal kırıklığı yaratan kitapla karşılaşıyoruz. Blog turumuz için bu serinin ikinci kitabını yorumlayacağımızı öğrendiğimde biraz endişeli yaklaştım. Çünkü önceden başladığım vampir serileri dışında çok dikkatimi çekmediğim sürece vampir kitapları okumuyorum. Anlayacağınız üzere kitaba büyük bir ön yargıyla başladım  ama korktuğum olmadı. Bir serinin ilk kitabı olmasına rağmen hiç sıkılmadan okudum. Birkaç ufak yazım hayası gözüme çarpsa da rahatsız edecek düzeyde değildi.

  Karşımıza artık vampirlerin insanlardan gizlenmediği bir dünya çıkıyor. Merit yüksek lisans yapan bir öğrencidir. Bir gece üniversitede bir vampirin saldırısına uğrar ve Ethan adında bir vampir tarafından dönüştürülür. Ethan Chicago'da bulunan  vampir evlerinden birinin lideridir ki yalnızca liderler vampire dönüştürebilme hakkına sahiptir. 

 Karakterler çok eğlenceliydi. Bir tek Ethan benim kafam karıştırdı. Okurken sürekli ikilemde bırakıyordu. Sevsem mi nefret mi etsem bir türlü karar veremedim. Kitabı bitirdim ve hala Ethan hakkında kesin bir yargıya sahip değilim. Neyse serinin ikinci kitabını okuyunca bir karar veririm :D Bu yorumu yazmayı bitirir bitirmez serinin ikinci kitabının yanına koşacağım. Her ne kadar ölüp bittiğim bir kitap olmasa da  bu serinin bana sunduğu dünyayı sevdim.


 Normalde asla kitaba kıyıp da üzerini çizen biri değilim ama bu defa alıntı yaparken altını çizdim. Bence çok da güzel oldu. Hem alıntı yapmak daha kolay oldu hemde çok hoş görünüyor.

PUANIM:








Kitabı bitirmeye yaklaşırken hoşuma giden birkaç alıntıyı paylaşmak istedim :)


"Başım döndü ve dilimi köpek dişlerime değdirdiğimde dişimin uzayıp sivri bir hal aldığını hissettim.
İçgüdüsel olarak yutkundum.
Kana ihtiyacım vardı.Şimdi."

"Mallory kahkahalarla mutfaktan çıktı, yürürken bir yandan da bağırıyordu:'Tabii, tabii, çenende mor renkli bir meyve var, seni sert vampir seni.'
 Çenemdeki şeyi baş ve işaret parmağımla alıp mutfak lavabosuna fırlattım.Bu gibi ufak tefek şeyler şöhretimi mahvedecekti."



 Ben bu serideki hiçbir kadın karakteri sevemiyorum yahu ! İlk başta okurken Alexandria ne kadar tatlı bir kız falan diyordum. Bir süre okuduktan sonra Alexandria'yı boğma hayallerine daldığımı fark ettim. 

 Alexandria yetim kardeşini büyükten biri. Zaten ilk başta okuyuculara gösterilen bu güçlü yapısına hayran kadım. Alexandria bir gün iş görüşmesi için yemeğe gider. Yemekte psişik yeteneği sayesinde kötü bir şey olacağını sezer. Çıkışta da o ve kardeşi sapkın bir vampir tarafından kaçırılır ve çeşitli işkencelere uğrar. Bir süre sonra Avcı Aidan gelir ve onları kurtarır. Bu kitabın başında olan olaylar. Bundan sonrasında da pek bir heyecan verici olay olmadı. Birkaç dövüş sahnesi olsa da bana yavan geldi. Tam anlamıyla kötü diyemem kitaba ama çok düşük bir tempoda ilerliyordu. birde o Alexandria'nın bir haltı anlamama durumu yok mu ! Tamam çok güçlü olabilir falan ama en azından  söyleneni dinleseydi. Dediğim dedik, sinir bozucu bir karakterdi. 

 Normalde bu kitaba devam etmezdim ama Ön Okumalar'ın burada yaptığı inceleme 5. kitabı merak etmeme yol açtı. Sırf merakımdan seriye devam edeceğim. Yoksa psişik kızlardan da karpatyalı erkeklerden de çok sıkıldım.

PUANIM: 




Chloe Neill’in Optimum Kitap’tan çıkan kitabı Şikago Vampirleri Serisinin ikinci kitabı Gece Isırıkları Sizin İçin; inceleniyor, yorumlanıyor ve hediye ediliyor. 3 şanslı okuyucumuz blog turu sonunda bu kitabın sahibi olacak. Konuşan Kitaplar ile blog turu etkinlikleri çerçevesinde bu kitabı kazanmak için yapmanız gereken çok basit;  blog’uma  yorum bırakarak yada aşağıdaki rafflecopter‘i email adresiniz yada facebook hesabınız ile kullanarak çekilişe katılabilirsiniz.

*rafflecopter kullanımını resimli görmek için tıklayın

a Rafflecopter giveaway


Rafflecopter ile çekilişe katılmayanlar için çekiliş kuralları(her bir kural için ekstra bir çekiliş hakkınız olacaktır);
  • Konuşan Kitaplar ile Blog Turları Facebook sayfasını  beğenin (blogumuzda bir Facebook Like Box bulunmakta) ve beğeni yaptığınız adınızı bize iletin.
  • Bloguma kitap hakkında yada istediğinize dair yorum bırakın
  • Blogumu takip edin.
  • Blog turu diğer  katılımcılarının facebook sayfalarını beğenin ve beğeni yaptığınız adınızı ve beğendiğiniz blogları bize iletin. (bu kural için beğeni yaptığınız blog sayısı kadar ek çekiliş hakkınız olacaktır)
Ve Unutmayın! Bu kitaba dair diğer etkinlikleri  www.konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinden ve katılımcı bloglardan takip edebilirsiniz. 


“Merit’e aşığım!” – Usa Today’in en çok satan yazarı Julia Kenner…
Sizi güçlü, seksi ve akıllı yeni kahramanımız Merit ile 12-13 Ocak 2013 tarihlerinde, iki gün geçirmeye davet ediyoruz…  Bu defa 8 blog, sizler için Chloe Neill’in Optimum Kitaptan çıkan Gece Isırıklarını inceldik.
8 blog;
http://tugceninkitapligi.com/
http://kordugumhayaller.blogspot.com/
http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/
http://asabibakire.blogspot.com/
http://kitapsayfalarii.blogspot.com/
http://kahvekokulukitap.blogspot.com/
http://kitaptelvesi.blogspot.com/
http://kitapasigi.blogspot.com/

İşte tur takvimimiz;
12 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)
Yazar Tanıtımı -http://asabibakire.blogspot.com/
Kitap Tanıtımı - http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/
Ön Okuma  http://kordugumhayaller.blogspot.com/
Kitap Trailer –  http://kordugumhayaller.blogspot.com/
13 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)
Alıntılar http://kitapsayfalarii.blogspot.com/ ve http://kahvekokulukitap.blogspot.com/
Yazar Söyleşi -http://tugceninkitapligi.com/
Kitap Çekilişi – http://kitapasigi.blogspot.com/
Kitap Yorumu -8 Blog birden
Başka Bloglarda Neler Yazılmış -http://kitaptelvesi.blogspot.com/ 
*8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…
Optimum Kitap’a bu blog turundaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz… 



Optimum_Kitap_Logofacebkk profil resmi