Kan Ateşi'nin son sayfalarına geldiğimde neden üçüncü kitabı da almadım diye kendime lanet okudum. O kadar heyecanlı bitti ki ! Kitap bütün olarak harika. Hiçbir kusur göremiyorum. Normalde kadın karakterlerde çoğunlukla eksiklik bulurum. MacKayla bu güne kadar okuduğum kitaplar içinde en sevdiğim kadın karakter oldu. Kitapta bir de Barrons var. Ah Barrons! Barrons  gibi karakteri daha önce hiçbir kitapta görmedim görebileceğimi de hiç sanmıyorum. Ne aşırı baskı yapıp sevdiği insanları boğuyor ne de serbest bırakıp sevdiği insanların zarar görmesine izin veriyor. Gerçi Barrons'un sevdiği bir insan var mı bilmiyorum. Bencil mi değil mi anlayamadım gitti.  Bu adam tam anlamıyla soru küpü. İki kitap boyunca Barrons hakkında öğrendiğim iki şey var.

1. Alfa erkek
2.Kesinlikle çok küfür ediyor.

 Karakterler hakkında günlerce yazı yazabileceğim için karakterler hakkındaki görüşümü burada kesiyorum.Kitabın konusunu da anlatmaya girişmiyorum. Çünkü kendimi kaptırıp ağır spoiler söyleyebilirim. Hiçbir seri bende bu derece bağımlılık yapmamıştı.


PUANIM:  


NOT:  Ateş Serisi hayran sayfasında bu müziğe rastladım. Dinlerden aklıma Barrons'dan başka bir şey gelmesi mümkün değil.







 Dex Yayınları'nın  okurlarla iletişimini ve çıkardığı kitapların kalitesini  çok seviyorum. Keşke diğer yayınevleri de okurlarla iletişim konusunda Dex Yayınları gibi olsa. Kitaplığımda şimdilik Dex Yayınları'na ait dokuz kitabım var. Tabi ki sadece dokuz kitapla kalmayacağım. Çukuova Kitap Fuar'ında yapacağım alışverişimde Dex Yayınları'na ağırlık vereceğim.

 Sizin Dex Yayınları hakkındaki düşünceleriniz nedir ?

  Kara Serisi uzun süredir kitaplığımda duruyordu. En sonunda okumamın vaktinin geldiğini düşündüm ve ilk kitabını bitirdim. Bu seriyi geciktirme sebebim konusunun vampirle ile ilgili olması. Bildiğiniz gibi birçok vampir kitabı özgün değil.  Kara Prens için bunu söylemem mümkün değil. Yazar kesinlikle harika bir dünya oluşturmuş. Duyguları çok güzel aktarmış. 

  Karpatyalılar Romanya'nın Karpatya bölgesinde yaşayan özel bir ırk. Kan ile beslenebiliyorlar ve yüzyıllar boyunca yaşayabiliyorlar. Erkek karpatyalılar yetişkinliğe eriştikten bir süre sonra renkleri göremiyorlar. Dünyaları siyah- beyaz oluyor. Duygularını da kaybediyorlar. Ta ki ruh eşi olan kadını bulana kadar. Karpatyalı bir erkek ruh eşini bulduğu zaman gözü ruh eşinden başka hiçbir şeyi görmüyor.Yüzyıllardır karpatyalı bebek doğmadığı için birçok karpatyalı erkek ruh eşini bulamıyor. Yüzyıllar sonunda ruh eşini bulamayan karpatyalı erkekler ise vampire dönüşüyor.

 Karpatya Prensi Mikhail'de artık ruh eşini bulamayacağını düşünüyor ve vampir olmaktansa intihar etmeye karar veriyor.Bu arada Amerika'dan Romanya'ya tatile gelen ve psişik yeteneklere sahip Raven bu gizemli adamın üzüntüsünü hissediyor ve Mikhail'e yardım etmek için onunla psişik bağlantı kuruyor. Psişik bağlantı esnasında Mikhail renkleri görmeye başlıyor ve artık ruh eşini bulduğunu anlıyor.  Kitabı genel olarak beğendim. Benim için tek kusuru Mikhail ve Raven arasındaki aşkın bazen vıcık vıcık olmasıydı. 
    



PUANIM:




 Uzun süredir alışveriş yapmayıp elimde olan kitapları okumaya çalışıyordum. Kitaplarım azalmaya başlayınca  hemen kitap alışverişi yaptım.

 Bu alışverişimde uzun süredir okumak istediğim kitapları aldım. Aldığım kitapların fantastik olmasına dikkat ettim. çünkü uzun süredir fantastik kitabı ikinci plana atmıştım.






 Videoda göstermeyi unuttum. Okuoku sitesi çok güzel ayraçlar göndermiş :)



 Asla düzenli insanlardan olamadım. Bu fotoğrafta çok güzel bir kanıt. Bir yandan günlük program hazırlayıp bir yandan da post hazırlayınca ortaya böyle dağınık bir görüntü çıktı. 

 Bu mimi yapmak isteyen herkesi mimliyorum :)

 Tess Gerritsen'ın diğer kitaplarını okumadan önce Asla Arkana Bakma'yı okumak istedim. Tess'in harikulade denilen kitaplarını okuduktan sonra aşırı eleştiri alan bir kitabını okumanın içime sinmeyeceğini düşündüm.Bu kitaba gerilim kitabı demek doğru olmaz. Macera demek daha doğru olur.
  Willy Maitland'ın annesi ölmek üzere ve kızından son isteği yıllar önce savaşta ölen kocasını araştırıp ölmeden önce ona haber vermesi. Bunun üzerine Willy Vietnam'a gider. Vietnam'da Guy adında bir araştırmacıyla yolları kesişir. Bu arada Willy'nin bu olayı araştırmasını istemeyen birçok karanlık insan ve örgüt Willy'nin başına bela olur.
 Willy'den pek haz etmedim. Erkeklere olan aşırı güvensizliği okurken rahatsız olmama neden oldu. Bazı bölümlerde abartı geldiği bile oldu. Konu genel olarak güzeldi ama konu olarak devlet işleri ve askeri olaylar bana pek cazip gelmiyor.

 Ayrıca kitapta pek gerilim olduğunu da söyleyemeyeceğim. Heyecan ise orta seviyedeydi. 

PUANIM:



 Bir kaç gündür okumaya çalışıyorum. En sonunda kendime işkence etmeyi kesip kitabı yarım bıraktım. Kolay kolay  kitabı yarıda bırakan biri de değilim. Şimdiye kadar en fazla 3 kitabı yarıda bırakmışımdır. Ama dayanamadım. Kitabı ne zaman okumaya başlasam göz kapaklarım kapanıveriyor.

  Konu güzel ama kitabın gerisi fiyasko. İnsan kitabı okurken biraz duygu görmek ister.Bu kitapta duygunun d'si bile yok. Bilimsel bir kitap okuyormuş gibi hissettim. 

PUANIM: